Beispiele für die Verwendung von "tehdit olarak" im Türkischen

<>
Bu arada Hakobyan daha çok onlu yaşlarının sonlarında veya yirmili yaşlarının başında genç erkeklerin 'Ermeniliklerini' milli çıkarlara tehdit olarak gördükleri gruplara karşı nefreti yaygınlaştırarak gösterdiklerini vurguluyor. Она с сожалением подчеркнула, что в стране все больше подавляется свобода самовыражения, а Акобян сказал, что группировки состоят преимущественно из молодых людей в возрасте - лет, которые подчеркивают свою принадлежность к армянской нации, распространяя ненависть на группы населения, представляющие, по их мнению, угрозу национальным интересам.
Kali'nin çetesi onları tehdit olarak görüyor ve peşlerine düşüyor. Захватчики видят в них угрозу и будут их преследовать.
Yabancılar seni bir tehdit olarak görüyor. Инопланетные жители видят в вас угрозу.
Beni bir tehdit olarak gördü. Он увидел во мне угрозу.
Ve ben ilişkime çok güveniyorum, seni de tehdit olarak görmüyorum ilişkimize. Я уверен в наших отношениях и ты не представляешь для меня угрозы.
Kendimi asla bir adamın karısı için tehdit olarak görmedim. Çünkü? Я не считала, что представляю угрозу для его жены.
Bizi tehdit olarak görmeleri için hiçbir nedenleri yok. У них нет причин видеть в нас угрозу.
Kendimi asla bir adamın karısı için tehdit olarak görmedim. Я не считала себя угрозой для жены того человека.
Beni bir tehdit olarak görüyorsunuz. Вы видите во мне угрозу.
Hani şu tehdit olarak görmediğin kişiler mi? Те, которых Вы не считали угрозой?
Tamam, o zaman Sheldon dengesiz ve tehlikeli ayrıca bizi şimdiden bir tehdit olarak görüyor. Итак, Шелдон неуравновешен и опасен, к тому же он уже считает нас угрозой.
Ama uyduyu bir tehdit olarak görmüyorlar. Но они не считают спутник угрозой.
2001 yılında Electronic Frontier Foundation'ın avukatı Deborah Pierce, Microsoft Passport'u gizlilik için potansiyel bir tehdit olarak eleştirdi; В 2001 году адвокат Electronic Frontier Foundation Дебора Пирс подвергла критике Microsoft Passport, за потенциальную угрозу для конфиденциальности:
Ancak İvan Vladislav, vasalının hayatını tehdit etmeyeceğine söz verdi ve iyi niyetin bir kanıtı olarak kendisine bir altın haç gönderdi. Иван Владислав, однако, пообещал не угрожать жизни своего вассала и послал ему золотой крест в качестве доказательства добрых намерений.
Söylenenlere göre, Irak'taki müdahalelerini durdurması için ABD'ye bir mesaj olarak, bugün IŞİD tarafından infaz edilen James Foley. По сообщениям, Джеймс Фоули был вчера обезглавлен ИГИЛом в качестве послания США с требованием прекратить интервенцию в Ираке.
Bağımsız haber kaynağı Animal Político, cinayet öncesi Adame'ın birçok kez haberciliği bırakması üzerine tehdit aldığını yazdı. Независимое агентство новостей Animal Politico сообщает о том, что перед смертью Адаме несколько раз получал в свой адрес угрозы с требованиями прекратить журналистскую деятельность.
Diğer taraftan, bugün Başbakan Ma Ying - Jeou tarafından yönetilen hükümet ('da görevden ayrılacak) "nükleersiz bir yuva" görüşünü ekonomik büyümeye bir engel olarak görmeye devam ediyor. Тем не менее действующее правительство во главе с президентом Ма Инцзю (который должен оставить свой пост в году) по - прежнему считает, что идея "Родина без ядерной энергии" является препятствием для нормального экономического развития страны.
Bebeği öldürmekle tehdit etti. Он угрожал убить ребёнка.
BM İnsan Hakları Konseyi'nin önerisi üzerine, "albinizmli bireyleri özel gereksinimli özel ilgi bekleyen özel bir grup olarak düşünmeyi sağlayan sivil toplum örgütlerine yönelik olarak", Genel Kurul Haziran'ı Uluslarası Albinizm Farkındalık Günü ilan etti. По рекомендации Совета по правам человека ООН Генеральная Ассамблея объявила июня Международным днем распространения информации об альбинизме, "в ответ на призывы организаций гражданского общества, выступающих за то, чтобы лица с альбинизмом рассматривались в качестве отдельной группы с особыми потребностями, требующей особого внимания".
İki farklı kız arkadaşına karşı şiddetli saldırı ve tehdit suçlarından ceza almışsın. Четырежды привлекался за физическое насилие и угрозы в адрес двух своих подружек.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.