Beispiele für die Verwendung von "yapacak" im Türkischen

<>
B gelecek, araştırmasını yapacak ve yoluna gidecek. Б придет, сделает свои открытия и уйдет.
Karanlık Lord'un emirleri belli, çocuk yapacak bunu. Темный Лорд приказал - это должен сделать мальчишка.
Araç kullanılamaz haldeyse, bizim de burada yapacak bir şeyimiz kalmamış demektir. Если наш танк выведен из строя, нам тут больше нечего делать.
Gina, Pazar günü yapacak bir şeyin yok muydu? Джина, разве у тебя нет дел в воскресенье?
Ne yazık ki babanın yapacak işleri var. Боюсь, у папы еще есть дела.
Bu gerçek hayatta pek rastlanan bir şey değil. Emirler elması üstlerimize getirmek yönündeydi, Chuck. Onunla ne yapacak? в обычной жизни такое редко увидишь нашим заданием было вернуть бриллиант а что она с ним будет делать?
Bak, kapanış konuşmasını John Cage yapacak. Послушай, Джон Кейдж займется заключительной речью.
Ama bu hafta sonu, seksten başka yapacak bir şey bulmalıyız. Но нам нужно придумать, чем заниматься в выходные помимо секса.
Yapacak hiçbir işin kalmağına göre, bana büyük boy latte getirir misin? Слушай, раз тебе нечем заняться, может принесешь мне тройной латте?
Ama bunu diyenler, yapacak daha iyi bir şeyi olmayanlar. Vaktini bile ayırmak istemeyeceğin insanlar. Но они просто придурки, которым нечем заняться, и не с кем провести время.
Margo birleşme ile ilgili haftaya mühim bir açıklama yapacak diyor. Марго сказала, он сделает заявление насчёт слияния компаний. Марго?
Cam, bizim buradaki bir ortaokulda müzik öğretmenliği yapacak. Кэм нашел работу учителя музыки в местной средней школе.
Gerçekten de bunu en iyi arkadaşına yapacak mısın? ты реально сделаешь это со своим лучшим другом?
Aptal insanların yarısı, beni bir şehit yapacak, diğerleri, diyecek.. Половина из этих людей сделают из меня мученика а другая половина скажет...
Tom'un gidebilmesinden önce yapacak birkaç şeyi daha var. Прежде чем Том сможет уйти, ему нужно ещё кое-что сделать.
Rick bu hafta sonu ızgara etle hamburger yapacak. Рик в эти выходные сделает гамбургеры на гриле.
Bunu yapacak kadar hasta ruhlu olan kişi sendin. Именно ты настолько больная, чтобы сделать это.
Kardeşlerim bana yazabilirler, zaten yapacak başka işleri yok. Сёстры могут писать мне, что им ещё делать.
Senin dedektif arkadaşın davamı mahvetti, bu yüzden yapacak fazla bir şey yoktu. Да, просто твой детектив разгромил моё дело, поэтому дел было немного.
Başarıya ulaşmak için yapacak çok şeyimiz var, ama bunu kendi başımıza yapamayız. Нам нужно еще так много сделать. Но мы не можем сделать это одни.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.