Beispiele für die Verwendung von "yere park ettim" im Türkischen

<>
Arkaya bahçeye park ettim ve anahtarla içeri girdim. Я припарковался во дворе и открыл дверь ключом.
Onu çalmış. Bir yere park etmiş. Bulunduğu yere bomba düşecekmiş. Он его украл, припарковал там, где упадёт бомба.
"Arabamı evimin yanına park ettim ve sigara almaya gittim." Я припарковал машину недалеко от своего дома и пошёл купить сигарет.
Zamanım yok. Jacinda Ferrari'yi kötü bir yere park etmiş. Джасинда припарковала Феррари во втором ряду в зоне разгрузки.
Arabayı köşeye park ettim. Я припарковалась на углу.
Doktorlar istedikleri yere park ediyor. Они могу парковаться где угодно.
Yolun aşağısına park ettim. Пришлось парковаться на дороге.
Her yere park edebilirsin. Припарковаться можно где угодно.
Ön tarafa park ettim. Я припарковался перед рестораном.
Arabayı ön tarafa park ettim. Я припарковал машину у входа.
Uzağa park ettim ve bütün elektronik cihazları işte bıraktım. Я припарковалась далеко, все гаджеты оставила на работе.
Ormanda sadece araçları park ettim. Лишь припаркованные машины в лесу.
Neden Kramer ormanlık bir yere arabayı park etmiş? Зачем Крамеру надо было парковать фургончик в лесу?
Cinayetlerin bağnazlık ile harekete geçmediği, bir park çekişmesinin gereksizliği halihazırda delil gösteriliyor. Бессмыслица спора за место на парковке уже используется в качестве доказательства того, что убийства не были мотивированы нетерпимостью.
yıl boyunca Dadaab ve Kenya'daki tutsaklık benzeri yaşamından sonra, halen kampta yaşayan kız kardeşleriyle birlikte daha barışçıl bir yere yerleşmeyi, artık yeni bir hayata başlamayı umuyor: Пробыв в Дадаабе как в ловушке года, Фиш надеется переселиться в менее опасное место со своими дочерьми, которые до сих пор живут в лагере. Он хочет начать новую жизнь.
Kolumda bir renk değişimi fark ettim de. Я заметил обесцвечивание кожи на своей руке.
Fakat eğer bir Müslüman park çekişmesi üzerine üç kişiyi vursaydı, tartışmanın gereksizliği, katilin vahşiliği olarak gösterilirdi. Но если бы мусульманин застрелил трех человек за парковочное место, то бессмыслица спора приводилась бы в качестве доказательства его жестокости
Beni güvenli bir yere götür sana bildiğim her şeyi anlatırım, söz veririm. Спрячьте меня где-нибудь, и обещаю, я расскажу вам всё что знаю.
Evet. Otobüs durmadan hemen önce fark ettim. Я заметила его незадолго до моей остановки.
Kızıl pandaların üreme dönemlerinin Temmuz ortalarında başlaması dolayısıyla, ulusal park ziyaretçilere kapatıldı ve hatta yerel halkın odun toplaması da iki aylığına yasaklandı. С началом сезона размножения красных панд в середине июня национальный парк был закрыт для посетителей, и даже сбор дров для местных жителей был запрещен на два месяца.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.