Beispiele für die Verwendung von "yoktu" im Türkischen

<>
İçlerinde destek mesajları da aradım ancak bir tane bile yoktu. Я даже искал сообщения поддержки, но их не было.
Hayır, ben dedim ki, eskiden akraba kayırmacılığı yoktu. Нет, я сказал, что здесь нет никакой семейственности.
O zamana kadar ne yaptığımız ve neden yaptığımıza dair en ufak bir fikrim yoktu. Я тогда понятия не имел, зачем мы это делаем и что делаем вообще.
O anda, ne yapmam gerektiği hakkında hiç bir fikrim yoktu. На тот момент я не знала что мне нужно было делать.
Juliet, Gus'ın hayatı üzerine yemin ederim ki, buraya geleceğinden haberimiz yoktu. Джулиет, клянусь жизнью Гаса мы понятия не имели, что он придет.
Senin hücreni hatırlıyorum, puro falan yoktu. Я помню твою камеру - никаких сигар.
Yetkililerin bize o zaman da söylediği gibi, Henri'nin belirtmiş olduğu bir adresi yoktu. Как мы и сказали тогда полиции, Генри не оставил никакого адреса для переписки.
Evet ama Belle Chasse'den çalınan hard disklerde gizli materyaller yoktu ki. Да, но на украденных жёстких дисках нет никакой секретной информации.
Evet, ama asla böyle bir kaçış planından haberim yoktu. Да, но я никогда не слышал ничего о побеге.
Ama ellerinde benim ayakkabı numaramdan yoktu. Но моего размера же не было.
Ama zavallı kayıp çocuklar için bir ağaç yoktu. Но нет деревьев у маленьких и бедных детей.
Ellerinde başka bir tutsağın da olduğu hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Я понятия не имел, что у них есть еще один похищенный.
Ama onu öldürmek için bir nedenim yoktu ve öldürmedim de. Но не было причин убивать его. И я не убивал.
Jillian'ın burnunda veya boğazında herhangi bir iplik parçası yoktu. Итак, в носу или горле Джиллиан волокон нет.
Daha önce kim olduğuna dair bilgim yoktu sonra nette şirketiniz hakkındaki yazıyı okuyunca aklıma geldi. Я понятия не имел, кто ты. А потом прочитал репортаж о твоей онлайн компании.
Tamamen kusursuz olduğunu söylemiyorum, ama bu bombayla ilgili hiç bir sıkıntı yoktu, tamam mı? Я не говорю, что все конечно супер, Но взрывов ядерных не было, понимаешь?
Aslına bakarsan, gerçek bir planımız yoktu haddi zatında. Ну знаешь, у нас пока нет чёткого плана...
Aslında Michael'in orada ne yapması gerektiğine dair en ufak bir fikri yoktu. Вообще-то Майкл не имел понятия о том, что он будет делать.
Tom'un Mary'yi desteklemekten başka seçeneği yoktu. У Фомы не было иного выбора, кроме как поддержать Машу.
Burada ve burada, bu nedenle hiç morluk yoktu. Тут и тут; вот почему здесь нет посинения.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.