Beispiele für die Verwendung von "Gerçeği Önemseyen Vatandaşlar" im Türkischen

<>
"Gerçeği Önemseyen Vatandaşlar" mı? "Неравнодушные граждане за правду"?
Tomaları, hükümetin nükleer enerji politikasını yeniden düşünmesini isteyen sadece sıradan vatandaşlar olan bize, protestoculara doğrulttu. В апреле года в Тайбэе полиция направила водометы на протестующих, которые были обычными гражданами, требовавшими от властей пересмотра ядерной политики.
Bu gerçeği söylemek için bir şans, Alicia. Это твой шанс рассказать мне правду, Алиша.
Siz ya da sevdiğini biri gerçekten sizi önemseyen biri tarafından korunma ihtiyacı hissetti mi? Вы или ваши любимые когда-нибудь нуждались в помощи тех, кому не всё равно?
Zararın boyutu ancak kurtarıcılar, vatandaşlar ve gazeteciler Marawi'nin fotoğraf ve videolarını paylaştıklarında ortaya çıktı. Полный масштаб причинённого ущерба стал очевиден, когда спасатели, жители города, а также журналисты опубликовали фотографии и видеоролики, снятые в центральных районах.
O hayal kırıklığına uğrayacaktır, gerçeği öğrendiği zaman. Он будет очень разочарован, когда узнает правду.
Padawan'ın ne düşündüğünü önemseyen var mı? Кого-нибудь волнует, что думает падаван?
Dünyadaki çevrimiçi vatandaşlar fikirlerini paylaşmakta oldukça aceleciydiler. В онлайн режиме жители всего мира спешили высказаться.
Chibs Packer ve diğer başkanlarla konuşup, Jury hakkında gerçeği anlatacağım. Я сяду с Пакером и другими президентами. Скажу правду насчет Джури.
Bin'in karşıda olmasını önemseyen tek kişi ben miyim? Что, только меня здесь волнует судьба тысяч?
Sevgili vatandaşlar, kasabamızın gurur dolu geçmişini hepiniz biliyorsunuz. Горожане, радеете ли вы за историю нашего города?
Ayrıca ona gerçeği de anlatacaksın. Также ты расскажешь ей правду.
Seni seven ve önemseyen insanların ilgisinden mi? Внимание любящих людей, которым ты небезразлична?
Kutlamaların keyfini çıkarın vatandaşlar. Наслаждайся праздником, гражданин.
Gerçeği görmeni sağlayan bir şey. Что он позволяет видеть правду.
Burada ülkesini gerçekten önemseyen bir sürü insan var. Полно других людей, которым небезразлична их страна.
Örnek vatandaşlar gibi görünüyorlar. Они - образцовые граждане.
Yani gerçeği öğrenince huzur bulacağını mı sanıyorsun? Думаешь, выяснив правду, обретёшь покой?
Aslında, "Dürüst Vatandaşlar Ekibi" nde oynuyorum onu. Вообще-то я играю в её постановке в театре UCB Theatre.
Ne bekliyorsun yani, ona gerçeği söylememi mi? Ты предлагаешь, чтобы я сказал ей правду?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.