Ejemplos del uso de "Birazcık" en turco

<>
Zavallı sersem nefes alamıyordu, ben de kapağı birazcık açayım dedim. Этот несчастный так тяжело дышал, что я немного приоткрыл крышку.
Tamam, birazcık aksilik oldu, ama bizi buradan çıkarabilirim. Хорошо, небольшая заминка, но я смогу нас вытащить.
Ne kadar pirinç kullanacağımı bilmiyordum. Karides için ne kadar su gerekli onu da bilmiyordum. Birazcık taştı. Я не знал, сколько нужно риса для варки, а вода для креветок убежала немножко.
Evet, hükümetlerini iş kolumda çalışan insanlara karşı birazcık daha arkadaşça buldum. Да, их правительство несколько более дружелюбно настроено к людям моей профессии.
Anlaşılan burada toplum içinde yaptığım işlerle alakalı birazcık yanlış anlaşılma olmuş. Здесь просто лёгкое недоразумение по поводу моей детельности в избирательном округе.
Ve sen birazcık bile yardımcı olmuyorsun Marv. А ты совсем не помогаешь, Марв.
Katilin birazcık aklı varsa, silah çoktan denizin dibini boylamıştır. Оно на дне моря, если убийца хоть немного сообразителен.
Belki de kendisini kandırmaya ihtiyacı olan birisine birazcık yardım etmek. Слегка помочь тому, кому нужно обмануть себя. Всего чуточку.
Kabul etmelisin ki, bu birazcık tuhaf. Вы должны признать, это немного странно.
Üzgünüm kanka, ben sadece birazcık meşguldüm hepsi o. Мне жаль, друг. Я просто был немного занят.
Lightman iyi biliyor ama birazcık çılgın. Лайтман хороший, но немного чокнутый.
Ben sadece birazcık bunu hızlandırdım. Я просто это немного ускорила.
Bu gece birazcık, ne bileyim, sessiz görünüyorsun. Ты кажешься, не знаю, немного тихим сегодня.
Birazcık büyüyle zamanın en güçlü vampirleri şimdi ayağımın altında yatıyor. Немного магии и когда-то могущественные вампиры теперь лежат передо мной.
Bu çocuğun birazcık sevgi görmesi için daha ne yapması gerek? И что же парень сделал, чтобы получить немного любви?
Vincent'in hayatına tekrar girmesine rağmen birazcık da olsa kendine zaman ayırmayı başarmıştın. Наконец-то выкроила немного времени для себя, а Винсент опять все испортил.
Ama son zamanlarda, kendimi birazcık tuhaf hissediyorum-- çok fazla enerjiğim, az uyuyorum... Но я чувствовала себя немного странно в последнее время: избыток энергии, бессонница...
Pekâlâ. Sateen, seni bugün birazcık gözlemledikten sonra biraz öfke yönetimi terapisine gerçekten ihtiyacın olduğunu düşünüyorum. Сатин, я сделал кое-какие наблюдения и думаю, что тебе стоит немного полечиться от гнева.
Bunu söylemekten nefret ediyorum ama.... Earl'i birazcık kıskandım. Ненавижу это говорить, но я немного завидую Эрлу.
Jason birazcık geç kaldı. Bay Pouzihno park alanında yeğeniyle buluşmanı istiyor, tamam mı? Джейсон немного опаздывает, поэтому тебе нужно встретиться с племянницей мистера Пузино на парковке.
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.