Beispiele für die Verwendung von "baskı yapıyor" im Türkischen

<>
Bucky, bir menejerle anlaşmam için baskı yapıyor. Баки хочет, чтобы у меня был менеджер.
Tümör şu an çok büyük, nefes ile yemek borusuna baskı yapıyor. Опухоль настолько огромна, что она давит на дыхательные пути и пищевод.
Mermi, omurgana baskı yapıyor. Пуля давит на твой позвоночник.
Parsons benim en iyi işlerimi derliyorsa, o zaman neden David'e baskı yapıyor? Если Парсонс собирает мои лучшие хиты, тогда почему он давил на Давид?
Matkap ucu artere baskı yapıyor. Hastanın DBS elektotlarından birinin çok yakınında. Сверло давит на артерию очень близко к электродам глубокой стимуляции мозга.
Yumurtalıklarında bir kütle var. İdrar yoluna baskı yapıyor. В яичнике образование, которое давит на мочеточник.
Bir tümör sempatik sinirlerine baskı yapıyor. Вам на симпатические нервы давит опухоль.
Yaraları vücut sistemlerine büyük baskı yapıyor. Его повреждения давят на нервную систему.
Şişkinlik kalbine baskı yapıyor. Кровь сдавливает ей сердце.
Francis bu konu hakkında sana baskı yapıyor mu? Но разве Франциск давит на тебя из-за этого?
Bu sadece IDP'lerin hayatlarını Burmese halkına göstermekle kalmayacak aynı zamanda tüm dünyada uluslararası toplulukların ülkeye barış getirmesi için baskı yapmayı denemelerini sağlayacak. Это поможет донести информацию о ВПЛ до широкой общественности, причём не только Мьянмы, но и всего мира, и правительства других стран смогут оказать давление на правительство нашей страны и заставить его установить в регионе настоящий мир.
Parlak renkli bluzlu kadın ip yatakta oturuyor ve yaklaşan festivalde oynamaları için torunlarına kil heykelcikler yapıyor. Дама в яркой блузке сидит на детской кроватке и делает глинянные фигурки для своих внуков для игры на предстоящем празднике.
Onlara baskı yapmayı kes. Прекратите давить на них.
Boş boş şeyler hakkında duyuruyor yapıyor öyle değil mi? Она будто делает большое событие из ничего, да?
Stres, baskı olmamalı, gereksiz yere güç sarfetmeni sağlayacak hiçbir şey olmamalı. Никаких стрессов, никакого давления, ничего, что может вызвать излишнее напряжение.
Bay Donato ne iş yapıyor? А чем занимается синьор Донато?
Evet. Hiç baskı yok. Ага, никакого давления.
Annem bu yüzden mi frittata yapıyor? Не потому ли мама делает омлет?
Yeni bir baskı türü pazarlyan birisi olarak randevu aldım oradan. Я договорился о встрече под прикрытием вложения в новое издание.
Bu birleşim seni savunmasız yapıyor. Такая комбинация делает тебя ценным.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.