Sentence examples of "gönüllü" in Turkish

<>
Haroon Raja'ya yardım etmek için gönülsüzce gönüllü oldum. Согласившись в добровольно принудительном порядке помочь Харуну Радже.
Üç gün önce tersanedeki partide gönüllü olarak çalışmış. Был волонтером на военно-морской верфи три дня назад.
Ama ben burada gönüllü olarak duruyorum. Но я здесь по своей воле.
Michael Sobek, yaşında, civarda bir barınakta gönüllü. Майкл Собек, года, волонтёр в местном приюте.
Ben de bunun olmasına izin vermeyecektim. O yüzden Enzo'nun bu işi halletmesine yardım etmeye gönüllü olmuş olabilirim. Я не собиралась позволять этому случиться, поэтому, я добровольно вызвалась помочь Энзо справиться с этим.
Aynı zamanda Çavuş Colborn de Steven Avery'nin evini aramak için gönüllü olmuş. Сержант Колборн также добровольно вызвался участвовать в обысках в доме Стивена Эйвери.
Hayır, ben gönüllü iş yapıyorum. İnsanlara yardım falan işte. Нет просто доброволец, ну знаешь, хочу помогать людям.
Onunla aramızdaki ilişki de halen sarsıntılı olduğu için biraz el ele tutuşmaya ihtiyacı vardı. Gönüllü olsun olmasın. А пока наши отношения были еще шаткими, она нуждалась в небольшой поддержке, добровольной или нет.
Yapacak çok iş var ve gemiyi tamir edecek sadece beş gönüllü var. При таком количестве работы у меня всего пять добровольцев на починку корабля.
Öyle, Axe, sen ve Fi'yi gönüllü yazdırdı. Да, Сэм вписал тебя и Фи в добровольцы.
Evet, doğru. Bu iş için ben de gönüllü oldum. Да, и я сам тоже вызвался на эту работу.
Tüm dünya bu herifin peşinde; kız bu herifi saklamaya gönüllü oluyor ama öldürülüyor mu? Весь мир ищет этого парня, она сама дает ему приют и он убивает её?
Simone Tanner Chaumet Cezayir'deki bu SCI projesinde gönüllü olarak çalışmıştı. Симона Таннер Шоме работала в Алжире в качестве волонтера SCI.
İlk uluslararası gönüllü kampı 1920 yılında eski savaş alanı olan Verdun'da (Fransa) yer aldı. Первый международный волонтерский рабочий лагерь состоялся на месте битвы при Вердене (Франция) в 1920 году.
1983 yılından itibaren 1985 yılına kadar Fas'ta bir Barış Kolordusuna gönüllü olarak İngilizce öğretti. С 1983 по 1985 год преподавал английский язык в Корпусе Мира добровольцем в Марокко.
Kurbanın gönüllü olarak çikolata içinde uzanıyorken epilepsi nöbeti geçirmiş olması da mümkün. Возможно, что у жертвы был тяжелый припадок добровольно лежащей в шоколаде.
Gidip müzede gönüllü olarak çalışsan ya da yaşlı insanlara puding götürsen olmaz mı? Почему бы тебе просто не пойти волонтером в музей или приносить пудинг пожилым?
Kalmak ve istasyon korunmasında size yardımcı olmak için gönüllü oldum. Я добровольно решил остаться и помочь вам в защите станции.
Peder Joe burada oda arkadaşlarıyla gönüllü olarak kalıyor. Отец Джо живет здесь добровольно со своим соседом.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.