Sentence examples of "выглядите как" in Russian

<>
Я думал, вы просто выглядите как этот Энди Рихтер. Ben de tam bu Andy Richter denen adama benzediğini düşünüyordum.
Леди Фелисия. Вы выглядите как картинка. Bayan Felicia, resim gibi görünüyorsunuz.
Например вы, мэм, выглядите как жирная волосатая скотина. Bayan, kocaman, şişman, kıllı bir canavara benziyorsunuz.
Знаете, а вы выглядите как уважаемый член академического сообщества. Vay be akademi dünyasının saygın bir üyesi gibi görünüyorsun gerçekten.
Вы выглядите как богиня. Bir tanrıça gibi görünüyorsun.
Вы выглядите как человек, способный оценить канала кристально-чистого телевидения. kanal yeni bir televizyonun kıymetini bilen bir bey gibi görünüyorsun.
Вы выглядите как больше самого. 'den daha çok'ye benziyorsun.
Из-за этого вы выглядите как бельгиец. Seni, bir Belçikalı gibi gösteriyor.
Вы выглядите как кинозвезда. Bir film yıldızı gibiydin.
Но вы выглядите волшебно. Sen gerçekten muhteşem görünüyorsun.
На фоне нарастающего разочарования европейцев в политике мультикультурализма, обличение иммиграции как основной причины глобального экономического кризиса уже не раз оказалось выгодным для местных ультраправых партий. Avrupa seçmeninin çok kültürlülük konusundaki iştahının ne kadar azaldığı göz önüne alındığında, tüm kıtada aşırı - sağ partilerin küresel ekonomik krizi göçmenlik sorununa bağlamalarının başarısı görülmekte.
Вы выглядите уставшим, сэр. Çok yorgun görünüyorsunuz, efendim.
Но как же молчать, когда вот уже лет я вижу такие вещи, к которым не может привыкнуть даже хирург? Fakat bir insan nasıl yıldan fazla süren, gördüğüm, bir cerrahın bile görmeye alışamadığı şeyler karşısında sessiz kalabilir?
Скажу я вам, выглядите соответствующе. İşe uygunmuş gibi göründüğünüzü söylemem gerek.
Как можно молчать, когда знаешь, что эти преступления против человечности совершаются по вине ужаснейшего экономического курса? İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir?
Хорошо выглядите, мистер Дюрант. İyi görünüyorsunuz, Bay Durant.
Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него. Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.
Хорошо выглядите, Маргарита. İyi görünüyorsun, Marguerite.
Ещё предстоит увидеть, как мировое сообщество может предотвратить и подготовится к природным катастрофам. Küresel toplumun doğal afetlere karşı nasıl hazırlıklı olacağı ve nasıl korunacağı henüz belli değil.
Хотя вы выглядите слегка... Tamam biraz şey görünüyorsunuz...
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.