Sentence examples of "даёт" in Russian

<>
Драгоценное фиговое древо снова даёт урожай. Değerli incir ağacı yeniden meyve veriyor.
Йиво даёт мне почувствовать себя сексуально, а я бесполо. Katılıyorum. Yivo kendimi seksi hissetmemi sağlıyor, ama ben aseksüelim.
Но это не даёт мне права свободно распространять содержание. Ama bu durum, bana bilgileri yayma hakkını vermiyor.
Это даёт мне полное право контролировать каждого в этом офисе. Bu durum bana, ofisteki herkesin üstünde bir yetki veriyor.
На чай даёт щедро, иногда сотню баксов. İyi bahşiş dağıtır, bazen dolar bile verir.
Начало или конец предложения даёт вам значение слова. Cümlenin başlangıcı ya da sonu kelimenin tanımını verir.
Дядя мне не даёт вспомнить. O adam hatırlamama engel oluyor.
Тебе свадьба покоя не даёт? Canını sıkan bu mu E?
Это даёт вам право на доверительное управление счётом мистера Гекко. Bu size Bay Gekko'nun hesabı için sınırlı bir vekalet veriyor.
Проклятие, кто даёт имена этим штукам? Bu lanet isimleri kim veriyor ki hem?
Компания даёт нам две недели, чтобы придумать совершенно новое шоу, где Райн будет выступать один. Şirket bize yeni gösteri düzenlemek için iki haftalık izin veriyor, yani Ryan gösteriyi kendi başına yapacak.
Его волшебный молот даёт ему такую силу. Onun büyülü çekici ona bu güçleri veriyor.
Он ему, вроде, ещё что-то даёт. Bekleyin, adam bir şeyler daha teslim ediyor.
Нет, но платье даёт чёткий посыл. Fakat elbise bu mesajı net olarak veriyor.
Грэм даёт нам четыре часа на поиски её убийцы. Graham, katilinin bulunması için bize dört saat verdi.
Диего не даёт тебе денег? Diego sana para vermiyor mu?
Что даёт тебе право слушать нас и ничего не говорить о себе? Bizi dinleyip de kendin hakkında bir şey paylaşmama hakkını sana kim veriyor?
То, что Земля даёт крестьянину, горожанин покупает, продаёт или обменивает. Dünyanın çiftçiye verdiği şeyi, şehir sakini alıyor, satıyor ve takas ediyor.
Анджела, наверно, из тех, кто даёт детям на Хеллоуин зубные щётки. Sanırım Angela, ofiste iş arkadaşına hile, üçkağıt, dişfırçası veren tek insan.
Это даёт мне возможность подумать. Bana düşünmek için zaman veriyor.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.