Sentence examples of "рассказывать истории" in Russian

<>
Люди, должны рассказывать истории. İnsanlar hikaye anlatma ihtiyacı duyarlar.
Чувак, она понятия не имеет как рассказывать истории. Ah be dostum, o ne anlar hikâye anlatmaktan.
Антон, ты любишь рассказывать истории. Anton, sen hikâye anlatmaktan hoşlanırsın.
Достаточно, чтобы рассказывать истории Джону Майерсу. John Myers'a hikayeler anlatmaya yetecek kadar uzun.
Я мог бы изобразить отличного дедулю, который любит готовить и рассказывать истории и быть очаровательным. Yemek yapmayı biliyormuş gibi görünen ve hikâyeler anlatan nazik büyükbabayı oynayıp, tatlı ve çekici görünebilirim.
Я не собираюсь рассказывать личные истории, когда пишу музыку. Müzik yazarken kişisel hikâyeler anlatmayı gerçekten düşünmüyorum.
Три безработных архитектора перед лицом внезапного экономического разрушения отказались покинуть город и решили открыть невероятное агентство прогулочных туров, чтобы показать Порто с обеих сторон, хорошей и плохой: архитектура, история, политика, городская жизнь, кафе и рестораны, легенды... Мы покажем вам аллеи, брошенные здания, площади, небольшие улочки, старые рынки, недорогие забегаловки с острыми португальскими закусками, расскажем истории, связанные с этими местами. Çökmüş ekonomi ile yüzleşmek zorunda kalan üç işsiz mimar ise şehri terk etmeyi reddediyor ve sıradışı bir yürüyüş turu acentası açmaya karar veriyorlar - Porto, genel durum, iyisi ve kötüsü: Mimari, Tarih, Politika, Şehircilik, Yavaş Gıda ve Söylentiler Sizlere caddeleri, terk edilmiş binaları, meydanları, karanlık arka sokakları, eski pazarları, baharatlı petiscos'ların ucuz "tascas" larını ve hepsinin arkasındaki hikayeleri göstereceğiz ve çok taraflı bakış açılarından mükemmel sohbetler edeceğiz.
Пожалуйста, продолжай рассказывать. Lütfen anlatmaya devam et.
Путин сказал, что возрождение советской программы физвоспитания, которая готовит людей всех возрастов к труду и обороне (нормы ГТО) будет "данью традициям нашей национальной истории". Rusya'nın Sochi'de Kış Olimpiyatları'ndaki başarısını kutlamak için yapılan etkinliğin konuşmasında Putin; her yaştan insanın "İş Gücü ve Savunma için Hazırlılık" (GTO) için belgelendirildiği fiziksel eğitim programının canlandırılmasının: "Rusya'nın milli tarihi geleneklerine bağlılığını göstereceği" ni söyledi.
Мне было стыдно рассказывать. Utancımdan hiçbir şey söylemedim.
Мы хотим создать их образы как людей, рассказать их собственные и своеобразные истории. Onları birer insan olarak göstermek istiyoruz, onlar hakkında ve onlara özel hikâyeler yazmak istiyoruz.
Люди не любят рассказывать, но любят возражать. İnsanlar bir şeyler anlatmayı sevmez ama çatışmaya bayılırlar.
Миллионы других, кто не так хорошо презентует смерть, как мы, или чьи истории не так увлекательны для аудитории, не получают визы для переезда, поэтому они переплывают через море, чтобы добраться к вам. Ölümü bizim kadar iyi pazarlamayı bilmeyenler, hikayeleri bizim kadar eğlenceli olmayanlar vize alamıyor, milyonlarca insan size denizden gelmek zorunda kalıyor.
Кто вас заставляет всё это нам рассказывать, Майкл. Bunlari dile getirmen için zorlayan yok seni, Michael.
Когда антиправительственные протесты, которые начались ноября года, сегодня изменяют жизнь на Украине, блог винтажного фото смотрит на другой тяжёлый период в истории страны - через восхитительных цветных фотографии о повседневной жизни на Украине года. Kasım tarihindeki hükümet karşıtı protestoların başlamasıyla birlikte Ukraynalıların günlük hayatlarındaki yük üzerine, vintage fotoğraf blogu Ukrayna'sının günlük hayatına ait harika renkli fotoğraf ile ülkenin tarihindeki bir başka zor zamanı hatırlatıyor.
Зачем ей это вам рассказывать? Neden bunu size söylesin ki?
Это может быть самым великим научным открытием в истории человечества. Bu insanlık tarihinde benzeri görülmemiş en büyük bilimsel keşif olabilir.
Они не хотели никому рассказывать пока не закончится первый триместр. Çünkü ilk üç ay doluncaya kadar hiç kimseye söyleme dediler.
Каждое лето мы отмечаем какое-нибудь великое событие из истории Америки. Her yaz, Amerikan tarihinin dönüm noktası niteliğindeki olaylarını kutluyoruz.
Не надо им рассказывать. Onlara söylemeye gerek yok.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.