Sentence examples of "хватало" in Russian

<>
Ну только этого не хватало. Olamaz! Bir bu eksikti.
Считаете ли вы, что кому-то из этих великих людей не хватало концентрации? Bu harika adamların bir şeye odaklanmaktan yoksun olduklarını düşünüyor musunuz? - Hayır!
Никак не хватало улик для ареста. Tutuklama için yeterli kanıt hiç bulamamış.
Этого только не хватало! İhtiyacımız olan sadece bu.
Вот дерьмо, только этого не хватало. Kahretsin, tam da ihityacımız olan şey.
Однажды я тоже любил, но нам не хватало общения. Zamanında ben de birini sevdim ama bunu ona yeterince söylemedim.
Мне не хватало прежней жизни и Эйдан играл в ней важную роль. Galiba gerçekten eski kimliğimi özlemişim ve Aidan bunun çok büyük bir parçasıydı...
Как же мне этого не хватало. Ya hem de ne çok özledim.
Ещё не хватало, чтобы этот секс-символ над нами глумился. Son ihtiyacımız olan şey Bay Evren'in tüm zamanı tokatlamaktan bahsetmesi.
Чёрт, только дождя нам не хватало! Tanrım, bu yağmura da gerek yoktu.
В моём доме только пошлых цветочков не хватало. Bu evde ihtiyacımız olan tek çiçek, benim.
Не хватало ещё, чтобы посреди операции столы разошлись, как Красное море. İhtiyacımız olan son şey, ameliyatın ortasında Kızıl Deniz gibi ortadan ikiye ayrılması.
Только не хватало, чтобы мы оба тут застряли. En son ihtiyacımız olan şey ikimizin de burada sıkışması.
Да и на этих выборах нервов хватало. O seçimdekinde bile daha sağlam adaylar vardı.
Не хватало ещё, чтобы началась война внутри группировок и федералы стали совать нос в мои дела. İhtiyacım olan son şey, Federalleri buraya getirecek ve ilişkilerime burunlarını sokmalarına sebep olacak bir çete savaşı.
Нам тебя не хватало здесь. Seni gördüğüme sevindim. Seni özledik.
Еще не хватало, чтобы из-за вас этот подонок сбежал. İhtiyacımız olan son şey, ihmalkârlığınız yüzünden bu şerefsizin kaçması.
Тебя здесь очень не хватало. Sana burada gerçekten ihtiyacım var.
Поэтому нам не хватало Джимми. Bu yüzden Jimmy'yi çok özledik.
Он средний ребенок, которому не хватало еды, и он везде ищет справедливость. Yemekte yeterince kızarmış tavuk yiyememiş bir ortanca çocuk ve her şeyin adaletli olmasını istiyor.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.