Sentence examples of "çalışma saatleri" in Turkish

<>
Çalışma saatleri boyunca acil çıkışların açık olması gerekir. Второй выход должен быть открыт в рабочие часы.
Kağıt işleri, sorumluluk, uzun çalışma saatleri. Бумаги, ответственность, все время на работе.
Buluşma çalışma saatleri sırasında olmak zorunda. Встреча должна происходить в рабочее время.
Evet, ithalat-ihracatçıların çalışma saatleri çok tuhaf. Да, у импортёров-экспортеров нестандартные часы работы.
Yeni ofis, yeni çalışma saatleri. Новый офис, новые часы работы.
Dersler ve uzun çalışma saatleri olacak. бдения над книгами и много работы.
Burada çalışma saatleri nasıl? Какие здесь рабочие часы?
Yani, saatlik çalışma saatleri mi geçirmek istiyorsun yoksa güzel ailenle iyi vakit geçirmek mi istiyorsun? Хочешь работать по часов в день, или ты хочешь провести время с твоей прекрасной семьёй?
Çalışma saatleri içinde beni görmeye gelin. Приходите ко мне в рабочие часы.
Çalışma saatleri dışında eşya bırakmayınız. Не оставляйте вещи после закрытия.
Çalışma saatleri sonrası beni aramaya başladı. Он стал звонить мне после работы.
Çalışma saatleri sabah'dan akşam 'kadar... Время работы с утра до вечера...
Parası az, çalışma saatleri uzundur. Зарплата небольшая и много часов работы.
Bir özel dedektifin düzenli çalışma saatleri olmalıdır. Частный сыщик должен постоянно быть в офисе.
Çocuk ve gençlerin ihtiyaçlarına yenilikçi bir yaklaşım Dijital teknolojinin yeni ve yaratıcı şekilde kullanımı Devlet kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve teknoloji uzmanları ile birebir çalışma olarak belirlenmiştir. Инновационный подход к удовлетворению потребностей детей и молодёжи Новое и креативное применение цифровых технологий Совместная работа с государственными ведомствами или учреждениями, организациями гражданского общества или новаторами в области технологий.
Porto ziyaretimin ilk saatleri bende çok güzel izlenimler bıraktı. В первые часы моего пребывания в Порто город произвел на меня огромное впечатление.
Böylece hareket etme özgürlükleri, okuma şansları ve ev dışında işte çalışma olanakları yok edilmekte. В итоге они теряют свободу передвижения, шанс на образование и, в большинстве случаев, право на работу вне дома.
Evet, o saatleri sever. Да, он обожает часы.
Mültecilerin çalışma izninin olmamasıyla birlikte çoğunun kamptan ayrılma hakkı da yok. Беженцы не имеют права работать, и очень немногие имеют право покидать лагерь.
Bu işi, iş saatleri ve hayat sigortası yüzünden mi aldığımı sanıyorsunuz? А вы думали я устроился сюда ради свободного времени и медицинской страховки?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.