Sentence examples of "ölümüne" in Turkish

<>
Öfke, öfke ışığın ölümüne karşı. Ярость, ярость против смерти света.
Ölümüne Sevmek Lawrence Kasdan'ın yönettiği 1990 tarihli bir komedi filmidir. "Я люблю тебя до смерти" - американская чёрная комедия 1990 года, снятая Лоуренсом Касданом.
Bana onun ölümüne tanık olma fırsatı verecek. Он даст мне возможность увидеть её смерть.
1896'da Brüksel'de Belçika Temsilciler Meclisi'ne Katolik Partisi üyesi olarak seçildi ve ölümüne dek görevde kaldı. В 1896 году был избран в Палату представителей бельгийского парламента от Брюсселя, в которой находился до самой своей смерти.
Göz önünde bulundurmanız gereken şu: Karınızın ölümüne sebebiyet vermediğinizi düşünsek bile kolunu kestiğiniz için jüriye göre siz... Нужно учитывать, что даже если причиной ее смерти не было отрезание руки, присяжные могут посчитать вас...
Bu ölümüne bir savaş.... ve ben kaybetmeyeceğim. Это битва насмерть, и я не проиграю.
Erkek arkadaşının ölümüne sebep olan iyi bir ajan. Хороший агент, из-за которого погиб её парень.
Alarm verirsek, sadece panik binlerce kişinin ölümüne yol açabilir. Если объявим тревогу, то в панике погибнут тысячи людей.
Belki onu buldu, bu da ölümüne yol açtı. Может он его нашел, поэтому его и убили.
Sandra, o çocuklardan biri Bob'ı o kadar çok dövdü ki, ölümüne sebep oldu. Сандра, одна из этих детей ударил Боба так сильно, что это убило его.
Yani şey, Benjamin Marx'ı öldürmedim tabii ama ölümüne sebep olmuş olabilirim. Я не убивал Бенджамина Маркса, но я мог бы его убить.
Corneliu Zelea Codreanu tarafından 24 Temmuz 1927'de Başmelek Mikail Alayları (Lejyonu) adıyla kurulmuş ve 1938 yılındaki ölümüne dek kendisi tarafından yönetilmiştir. 24 июня 1927 Корнелиу Зеля Кодряну основал движение под названием "Легион Архангела Михаила", став его главой до своей гибели в 1938 году.
Bir Seelie'nin zorla sorgulanması ve muhtemel ölümüne engel olmak Anlaşmalar'ı kurtarmış olabilir. Предотвращение принудительного допроса и возможной смерти фейри, возможно, спасло Соглашение.
Dün gece manyağın teki bir polisi ölümüne dondurmuş. Прошлой ночью какой-то псих заморозил полицейского до смерти.
Seni temin ederim ki Bay Gates'in ölümüne kaptan çok üzüldü. Уверяю тебя, смерть Мистера Гейтса капитану далась не легко.
1848 yılından 1874 yılında ölümüne kadar Londra Kütüphanesi Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyordu. С 1848 года до самой своей смерти в 1874 году он занимал должность вице-президента Лондонской библиотеки.
Edward Craven-Walker şirkette danışman ve şirket direktörü olarak 2000 yılında ölümüne kadar görev yapmıştır. Эдвард Крэйвен Уолкер остался работать консультантом и директором компании Mathmos до самой смерти в 2000 году.
Biri ölümüne çiğnendi, diğeri yandı, bir kaçı boğuldu. Одного затоптали до смерти, другого сожгли, некоторых задушили.
Masum bir adamın ölümüne izin vermiş olabiliriz. И мы могли допустить смерть невинного человека.
Sigara eleştirisi olarak görüldüğü de olsa da, van Gogh sigara içmeyi severdi ve 1890'daki ölümüne dek de içti. Самого Ван Гога зачастую считали критиком курения, хотя он оставался страстным курильщиком вплоть до своей смерти в 1890 году.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.