Sentence examples of "önemi" in Turkish

<>
Yanında yer aldığımı biliyorsun. Tabiatının ya da yetiştirilme tarzının hangisi galip gelirse gelsin, bir önemi yok. И ты знаешь, что я буду рядом неважно, природа или воспитание одержат внутри тебя верх.
Kaç kez sorduğunun bir önemi yok, cevabım her seferinde hayır olacak. Не важно, сколько раз ты спросишь, ответ всегда будет отрицательный.
Ama Crowley'in senin için özel bir önemi yok. Но Кроули не имеет особого значения для вас?
Santrifüj için dakika, tam kan sayımı için de bir daha. Her dakikanın önemi var. Двадцать пять минут для центрифуги, и еще десять на общий анализ важна каждая минута.
Bana söylemek istediğiniz önemi bir şey mi vardı, bayan Smoak? Вы хотите рассказать мне что-то важное, мисс Смоук? Да.
Zaten liseye kadar aldığın notların pek bir önemi yok. Ну, оценки не так важны до старшей школы.
Bilgin olsun diye söylüyorum, tarihi önemi olan koleksiyon yapılabilir bir eşya. Bir gün Axl'ın üniversite parasını ödeyebilir. Для вашего сведения, это юбилейная коллекционная вещь исторического значения, которая однажды может заплатит за колледж Акселю.
Ama doğruların bir önemi yok. Çünkü gerçeklik, nasıl algıladığınıza bağlıdır. Но правда не имеет значения, потому что восприятие это реальность.
Denizde Bizans kontrolünün büyük stratejik önemi, 540 yılında daha küçük bir Bizans ordusunun yarımadayı başarıyla işgal etmesini sağladı. Контроль византийцев над морем имел большое стратегическое значение, позволив небольшой византийской армии в 540 году успешно захватить Апеннинский полуостров.
Yani o zaman Wolfgang Puck'ın jüri olmasının önemi yok. Значит, неважно, что Вольфганг Пак - судья?
Bunun bir önemi yok çünkü Eddie yarım saat önce ifadesini imzaladı. Это не важно, поскольку полчаса назад Эдди подписал признание вины.
Sanki kalkıp kalkmamın hiçbir önemi olmayacakmış gibi. Bir şeyler yapmışım ya da yapmamışım. Будто имеет значение, встану я или нет сделаю что-то или не сделаю?
Onun beni basının önünde itip kakmasının da bir önemi yok. И неважно, что он постоянно подставляет меня перед прессой.
Uzun zaman önceydi. - Artık önemi yok. Столько времени прошло, это уже не важно.
Bu adam seni, senin onu sevdiğin kadar seviyorsa eğer bunun bir önemi olmayacaktır. Если этот человек любит Вас так, как Вы любите его, это неважно.
Onunla olmak sıkıcı ama parayı ödüyor, o yüzden önemi yok. Тяжелое бремя, но он платит, так что не важно.
Artık Matty ile aramızın açık olmasının bir önemi yoktu. Bu artık prensip meselesi olmuştu. Неважно, что у нас с Мэтти натянутые отношения, это уже дело принципиальное.
Bana kalırsa, ne kadar dikkatli olduğunun bir önemi yok. Her zaman savunmanın zayıf noktaları olacaktır. Я считаю, что неважно, насколько ты осторожен, в обороне всегда найдутся слабые места.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.