Sentence examples of "önemli bir" in Turkish

<>
Belki ikimiz de tıpatıp aynıyız küçük ama çok önemli bir detay dışında. Может мы абсолютно одинаковы за исключением одной маленькой, но решающей детали.
Cibuti'de yabancı askeri mevcudiyeti, Omar Guelleh'in hükümetinin önemli bir gelir kaynağı olmakla birlikte (yaklaşık yıllık milyon dolar), bu para ülkenin insanlarına nadiren ulaşmakta. Хотя иностранное военное присутствие приносит правительству Омара Гелле существенный доход (около миллионов долларов ежегодно), деньги редко доходят до простых людей.
yüzyılın ortalarına doğru, kıtada bulunan diğer toplulukların tersine, Kuna'nın Yala köyünde albino bebeklerin doğumunda önemli bir artış yaşandığı açıktır. В середине прошлого века отмечается значительный рост появления детей альбиносов в районе Куна Яла, однако в континентальных сообществах дела обстоят не так.
Kamboçya'nın sömürge dönemi tarihinin yanı sıra zengin kültürü ile ilgilenenler için bu koleksiyon önemli bir kaynak olmakta. Это очень ценные ресурсы для тех, кто хотел бы узнать больше не только о колониальном прошлом Камбоджи, но и о богатой культуре королевства.
Kamuoyunun da gözlemlediği üzere dünya Internet özgürlükleri konusunda çok önemli bir yol ayrımında. Как многие уже заметили, сейчас в мире настал решающий момент в ситуации со свободой в Интернете.
Enerji ve klimaların tedarik edilmesi giderek önemli bir konu haline geldi. Энергия и доступ к кондиционированию становятся крайне важными проблемами.
Afrika ve Arap Yarımadası'na sınırdaş küçük bir ülke olan Cibuti, Batı'nın cihatçılık ile mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Джибути представляет собой маленькую страну на границе Африки и Аравийского полуострова, играющую важную роль в борьбе Запада против джихадизма.
Bu cuma, Nisan günü dünyadaki tüm Ermeniler için önemli bir gün. апреля, пятница - важный день для армян всего мира.
Onunla çok önemli bir randevum var. У меня важная встреча с ним.
Çok önemli bir müşteriyle birlikteyim. У меня очень важный клиент.
Kim özgürlüğün çok çok önemli bir şey olduğunu düşünüyor? Кто думает, что свобода - чертовски хорошая штука?
Hazırlanmamız gereken önemli bir misafirimiz var şimdi. Сейчас мы должны подготовиться принять важного гостя.
Bu sizin sapığınızın aleyhinde oldukça önemli bir kanıt. Это ведь была серьезная улика против вашей преследовательницы.
Bana söylemen gereken çok önemli bir şey var. Потому что ты хочешь сказать мне нечто важное.
Mürettebat güvertesinde önemli bir iş? Важное задание на палубе команды?
Bu bizim için çok önemli bir yarışma ve bence Mariana buna hazır değil. Это действительно важное соревнование, и я не думаю, что Мариана готова.
Şu işçiler önemli bir görevin parçası. эти рабы - для важного задания.
Bu kadar önemli bir belgeyi bir yabancıya bırakamazdım. Я не мог доверить такой важный документ незнакомцу.
San Francisco'da hukuk camiasının önemli bir üyesiydi. Очень важным членом юридического сообщества в Сан-Франциско.
Önemli bir ipucunun üstündeyim. Я разрабатываю важную зацепку.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.