Beispiele für die Verwendung von "şekilde çalışıyor" im Türkischen

<>
Yine de sistem bir şekilde çalışıyor. Все системы еще каким-то образом функционируют.
Vücudun normal bir şekilde çalışıyor ama. Ну, твое тело функционирует нормально.
Beyinlerimiz bu şekilde çalışıyor. Так работают наши мозги.
Tüm sistemler normal bir şekilde çalışıyor ama hala nöral bağlantıyı tekrardan kuramadım. Все системы работают нормально, я пока не смогла восстановить нейронную связь.
Bir saattir kusursuz şekilde çalışıyor. Она идеально работает уже час.
İşte şöyle çalışıyor: Как это будет работать:
Ya, sanırım bazı insanlar bu şekilde şeylere karşı çok hassaslar. Да, полагаю, некоторые люди слишком чувствительны к таким вещам.
Bu kızların yüzde 0'i fahişelik yapmaya zorlanıyor, yüzde 5'i giyim endüstrisinde çalışıyor, yüzde 5'i dilencilik yapıyor, yüzde 0'i esnaflık yapıyor ve yüzde 5'i gazete satıyor. 0% из девочек вовлечены в проституцию, 5% работают в швейной промышленности, 5% становятся попрошайками, 0% начинают как лавочники и 5% являются газетчиками.
Yaraları en iyi şekilde sarmaya çalış. Onları başka bir yerde tedavi etmemiz lazım. Заткните раны, как можете, но лечить их нам придется где-то еще.
Acaba hükümet politik olarak yoğun geçecek gelecek iki yıl için yabancı gazetecilerin sayısını azaltmaya mı çalışıyor? Неужели это бестолковое правительство пытается сократить количество иностранных журналистов в преддверие последующих двух напряженных в политическом смысле лет.
Bence iblisin Heather'ın içinden çıkmış olması mümkün. Bir şekilde Melissa'nın içine girmiş. Valizde ne var? Думаю, вполне возможно, что демон выбрался из Хэзер и смог проникнуть в Мелиссу.
Fish, Danimarkalı Mülteci Konseyi için çalışıyor ancak bu bir "iş" gibi değil. Фиш работает на Датский совет по делам беженцев, но это не работа в традиционном смысле этого слова: агентство предоставляет ему стипендию и считает его волонтером.
Arkadaşlarını bu şekilde karşılamak gibi pis bir alışkanlığın var. У тебя дурная привычка встречать своих друзей вот так.
Mali suçlar bölümümüz, bir yılı aşkındır kara para aklama davasında çalışıyor. Наш отдел финансовых преступлений работал над делом об отмывании денег больше года.
Bir şekilde buralarda dolaşabiliyor Harold! Kasap mı? Представь, Гарольд, этот негодяй как-то выбрался!
Jack, resmen Grace'i sikmeye çalışıyor. Джек, он хочет трахнуть Грейс.
Esir ettikleri Hıristiyanları bu şekilde zorla Müslüman yapıyorlarmış. Таким образом пленных христиан пытались убедить принять ислам.
Onlarla çalışıyor, onlarla yiyip içiyor, onlarla yatıp kalkıyorsun. Работаешь, ешь вместе с ними. И спишь с ними.
Geçen akşam elimde bununla beraber çamura bulanmış bir şekilde uyandım. Я очнулся вчера ночью весь в грязи вот с этим.
Sanırım bir şeyi yeniden yaratmaya çalışıyor. Думаю, он пытался воспроизвести что-то.
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.