Sentence examples of "Barış zamanında" in Turkish

<>
Sanki bir barış zamanında çekilmiş gibi. Как будто снято в мирное время.
Bela zamanlarındaki kahramanlar, barış zamanında bir avuç katilden başka birşey değildir. Герои в период войны не более чем жестокие убийцы в мирное время.
Barış zamanında Floransa'nın tarafında olmak kolaydır. Легко быть Флоренцией в мирное время.
Bu sadece IDP'lerin hayatlarını Burmese halkına göstermekle kalmayacak aynı zamanda tüm dünyada uluslararası toplulukların ülkeye barış getirmesi için baskı yapmayı denemelerini sağlayacak. Это поможет донести информацию о ВПЛ до широкой общественности, причём не только Мьянмы, но и всего мира, и правительства других стран смогут оказать давление на правительство нашей страны и заставить его установить в регионе настоящий мир.
Birisine sadece dakikaya orada olacağını söylersin ama evden daha yeni çıkmışsındır ve aslında zamanında orada olamayacaksındır. Когда вы говорите кому - нибудь по телефону, что будете через пять минут, хотя знаете, что только что вышли из дома и точно не появитесь в ближайшее время;)
Bunların arasında: Yerli halkın kendi kaderini belirlemesi; ücretsiz, kaliteli eğitim; yeni bir iş kanunu; göçmenler için haklar ve göç idaresi; evlat edinme ile eşitlikçi evlilik; tedavi amaçlı kürtaj; yeni uyuşturucu madde politikası; ücretsiz, kaliteli sağlık hizmeti; Şilili sanatçılar için haklar; barajların olmadığı bir Patagonya; ve adil barış vardı. Требований довольно много, среди них: самоопределение коренных народов, бесплатное качественное образование, новый трудовой кодекс, права иммигрантов и миграционное регулирование, равность мужа и жены, усыновление детей, право на аборт по медицинским причинам, новая политика в отношении наркотиков, бесплатная качественная медицина, права чилийским людям творчества, Патагония без плотин и свободный мир.
Meg, tam zamanında geldin. Мэг, как раз вовремя.
"Barış" yaz o zaman. Просто напиши: "Мир".
Haır, hayır, tam zamanında geldin. Нет-нет, ты как раз во время.
barış için vardır ve hümanizmin sembolüdür. Робомир - символ мира и гуманности.
Umarım John ilaçlarını zamanında veriyordur. Джон вовремя дает вам таблетки?
John, barış için büyük fedakarlıklar yapıyor. Джон приносит огромные жертвы во имя мира.
İşletme müdürü kirasını her ay zamanında yatırıyor. Его поверенный присылает плату каждый месяц вовремя.
Hiç kimse Maquis'den daha fazla barış isteyemez. Больше всего на свете маки желают мира.
Kız arkadaşınla aranı düzeltmek için tam zamanında geleceğim. Я вернусь вовремя, чтобы помочь твоей подружке.
"Barış ve sevgiyle." "Мир и любовь".
Suçlu anonsu zamanında güncellenmemiş. Не успели отозвать ориентировку.
Barış istediği için mi? Он так хочет мира?
Kocamın yeni omlet tarifimi denemesi için tam zamanında evde olacağına dair hiçbir zaman en ufak bir şüphem olmadı. Я никогда не сомневалась, что мой муж будет дома вовремя, чтобы попробовать омлет по новому рецепту.
Barış ve mutluluğa savaş ilan ediyorum. Я объявляю войну миру и счастью!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.