Sentence examples of "Kazanmak" in Turkish

<>
Kazanmak için bir kartala ihtiyacın olacak, çocuk İyi şanslar.. Ты будешь нуждаться орла, чтобы выиграть, малыш. Удачи.
Yarın kazanmak için dövüşmek istiyor. Sonra da yaptıklarının sonuçlarına katlanmak istiyor. Он хочет завтра победить, а потом ответить за свои поступки.
Kendi hesabıma para kazanmak için bol bol vaktim vardı. У меня полно времени, чтобы заработать себе денег.
Bir zamanlar bilge bir adamın bana söylediği gibi. Kazanmak her şeyi açıklar, öyle değil mi? И как сказал мне один мудрый человек, победа говорит сама за себя, так ведь?
Güvenini kazanmak zorunda olmam benim için sorun değil. Я не против того, чтобы заслужить доверие.
Clarke, bazen, savaşı kazanmak için ödün vermen gerekir. Кларк, иногда нужно проиграть битву, чтобы выиграть войну.
Davaları kazanmak hoşuma gider ve senin hikâyenin de faydası dokunur. Мне нравится выигрывать дела, и твоя история мне поможет.
Çamaşır, Çıkmak, Kazanmak, Meksika, Gary Coleman. Стирка, поездка, выигрыш, Мексика, Гэри Коулмен.
Bu savaşı kazanmak için yaptığımız fedakarlıkları düşünürsek, destek olmaktan başka ne yapabiliriz? Мы стольким пожертвовали, чтобы добиться этого сражения, у нас нет выбора.
Ama inan bana, onun sevgisini ve saygısını kazanmak buna değmez. Поверь мне, не стоит пытаться завоевать его любовь и уважение.
Ben kendi paramı kazanmak istiyorum. Я хочу зарабатывать деньги сам.
Ben bu işte kazanmak için varım. В этом бизнесе я ради победы.
Sırf para kazanmak için bunu yapmak zorunda değildin! Тебе не нужно заниматься этим, чтобы подзаработать.
Böyle bir rütbe kazanmak için ne kadar çok kendi insanını öldürmek zorunda kaldığını merak ediyorum. Мне интересно, как много ваших людей мне нужно убить, чтобы получить такое звание.
Hadi, biraz para kazanmak gidelim. Пойдем, пойдем выиграть немного денег.
Kazanmak için her zaman dövüşmen gerekmez. Не всегда нужно драться чтобы победить.
Pekâlâ, siz dallamalardan hanginiz papel kazanmak ister bakalım? Окей, кто из вас кретинов хочет заработать двадцатку?
Pekâlâ, öyle diyorsan öyle olsun. Ama ben sadece bu seçimi kazanmak için uğraşıyorum. Если это ваша легенда, ладно, но меня волнует только победа в выборах.
Saygı kazanmak için yumruklarınla kavga etmen mi gerekir? Разве непременно нужно драться, чтобы заслужить уважение?
Bak, sadece Naomi'nin yemek kamyonu yarışmasını kazanmak için buradayım. Слушай, я здесь только, чтобы выиграть конкурс Наоми.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.