Sentence examples of "Nükleer" in Turkish

<>
Nükleer silahları olan soykırımcı faşist bir güçten daha kötü ne olabilir? Что может быть хуже, чем фашист, вооружённый ядерной силой?
Profesör Bagley İngiltere'nin kendi nükleer kapasitesini geliştirme çabasının önemini kanıtladı. Профессор Багли оказался незаменим в попытках Британии развить ядерную мощь.
Sen Ward'a nükleer bombayı devre dışı bırakmayı öğretmiş adamsın. Ты - парень, научивший Уорда обезвреживать ядерные бомбы.
Saddam Hüseyin nükleer silah üretiminde oldukça gelişmiş bir programa sahipti. У Саддама Хусейна была продвинутая программа по разработке ядерного оружия.
Hunt Valley Nükleer Araştırma Merkezi. Центр ядерных исследований Хант Вэлли.
Onu uyarmaya çalıştım. Birleştirici ve ben olmadan nükleer güçleri iatikrarlı olamaz. Без моего присутствия и соединителя, её ядерная сила опасно нестабильна.
Ben bir doktorum lan. Nükleer fizikçi değil. Я доктор, а не ядерный физик!
Başkan Quimby'yi nükleer vergi zammını sonlandırmaya ikna etmek için sana yardım edeceğim. Я помогу тебе уломать Мэра Квимби подписать отказ на повышение налогов АЭС.
Ve son olarak, Dünya'da üçüncü dünya savaşında nükleer silahlar milyon kişinin ölümüne neden oldu. И все же, во время третьей мировой войны на Земле ядерное оружие уничтожило миллионов.
Nükleer yangında üç milyar insan öldü. В ядерном пожаре погибли миллиарда человек.
Sovyet ajanları şu an nükleer silahlarla birlikte burada? Теперь здесь советские агенты, вооруженные ядерным оружием?
İlk nükleer bomba Özgürlük Heykelini yıktı. Первая атомная бомба уничтожила статую Свободы.
Yapmayın Sayın Başkan. Zaman, nükleer füzelerini saklamadan önce bu bizim son şansımız. Господин президент, это наш единственный шанс, прежде чем Заман увезет боеголовки.
Şimdilik önemsediğim tek şey o nükleer bombaları bulmak. Но сейчас меня волнуют только поиски этих боеголовок.
Ona göre bir Arap'ın icabına nükleer silahla bakılmalıdır ve esmer bir adam maymundur. Для него лучший ответ арабу - ядерная бомба, а чернокожий - обезьяна.
Günlük alım-satım yapan bir tüccarla dolandırıcı eski bir menajer ve çalıntı nükleer arasındaki bağlantı ne? Какая связь между физиком - дневным трейдером, бывшим мошенником - менеджером и кражей бомбы?
Nükleer bombaları Monroe ve Foster'ın fırlattığına dair kanıtları olduğunu söylüyorlar. - Bunun yalan olduğunu biliyoruz. По их словам, у них есть доказательства, что Монро и Фостер запустили ядерные ракеты.
Nükleer savaş başlıklarına milyonlar harcıyoruz. Sizden bir ev için birkaç bin istiyoruz o kadar. Они тратят миллионы на ядерные боеголовки, а мы просим пару тысяч на дом.
Bir nükleer savaş durumunda Amerika'nın operasyon planı. План действий американцев на случай ядерной войны.
Siz Amerikalılar bir nükleer savaşı kazanmayı umuyorsunuz, değil mi? Вы, американцы, надеетесь выиграть ядерную войну, так?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.