Sentence examples of "ateş etmek" in Turkish

<>
Düşmanın atış alanının dışından ateş etmek için bir keskin nişancı mı istiyorsun? Вы хотите, чтобы снайпер поразил цель с дистанции вне её досягаемости?
Kumandan, ellerinizi konsoldan ayırın, yoksa ateş etmek zorunda kalacağım. Коммандер, уберите руку с пульта, или я буду стрелять.
Silahsız insanlara arkalarından ateş etmek gibi mi? Как стрелять в безоружных людей в спину?
Şu kırmızı kafalıya ateş etmek istiyorum. Я хочу застрелить того мелкого рыжего.
Yapmanız gereken durmak, ve dakikada üç kez ateş etmek. Вам надо только выстоять и дать три выстрела в минуту.
Tüfeğimle ateş etmek ister misin? Хочешь пострелять из моего ружья?
Ateş etmek onu durdurmuyor, güven bana. Стрельба не остановит его, поверь мне.
Susan ile ben kapıdan dışarı çıktığımız dakikadan itibaren Eddie'nin tetikçisinin ateş etmek için saniyesi vardı. O neredeydi? С того момента, когда мы со Сьюзан вышли из дверей, до выстрела прошло около секунд.
Ateş etmek için aynı kalibre kullanılır İki yıl önce bir araba kiracısıydı. Этот же калибр был использован при стрельбе в горе-угонщика два года назад.
Fıçıdaki farelere ateş etmek gibi. Стрельба по крысам в ящике.
Dolapta saklanıp, körlemesine ateş etmek. Прятался в шкафу, стрелял вслепую.
Ama bundan sonra ateş etmek yok, anlaşıldı mı? Но с данного момента, никакой стрельбы, понятно?
Ev yemeği getirmek için daima bir fil ateş etmek zorunda kalmazsınız. Ты не всегда должен убивать слона, чтобы принести домой ужин.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
İpi tutuşturacağım ateş çekicin ucuna kadar geldiğinde, ip kopacak. Я подожгу шнур и когда пламя дойдет вот сюда,..
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Çapraz ateş konumları şurası şurası ve şurası olacak. Зоны перекрестного огня будут здесь здесь и здесь.
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Lazer silahları ateş açmayacak da ne demek? Что значит, лазерные пушки не стреляют?
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.