Sentence examples of "aynı ölçüde" in Turkish

<>
Burada hepiniz aynı ölçüde değersizsiniz! Здесь вы все одинаковая дрянь!
Ancak aynı zamanda belki bir sonraki yazacağım şeyin de o kadar da iyi olmayacağı konusunda beni biraz korkutuyor. Но в то же время она немного пугает меня, вдруг следующая вещь, которую я напишу, не будет настолько хорошей.
Ülke'dan bu yana Başkan İsmail Omar Guelleh tarafından yönetilmekte ve hükümetin resmi duruşu büyük ölçüde Amerika taraflı bir tutum tercih etmişse de halkın büyük çoğunluğu bu tutumdan gittikçe uzaklaşmışlardır. С года страной руководит Исмаил Омар Гелле, правительство которого проводит в большой степени про - американскую политику, в то время как всё больше людей начинают дистанцироваться от данного направления.
Aynı şekilde, The Red Panda Network, kızıl pandaları izlemek ve korumak amacıyla ,'den beri bu topluluklarla beraber çalışıyor. Также с года, сотрудничая с различными сообществами, за популяцией красной панды следит команда Red Panda Network.
Ulusal çapta yeterli olacak ölçüde işlem gücü oluşturuyor. Он создает вычислительную мощность на уровне общенациональной системы.
Devlet kurumları da aynı kuralları uyguluyordu. Правительственные учреждения следовали такому же расписанию.
Çamaşırhane sistemi büyük ölçüde otomatik. Система прачечной почти полностью автоматизирована.
Yine aynı topluluk bir öğrencinin tepetaklak dört polis memuru tarafından sürüklendiğini gösteren bir video aynı zamanda diğer tutukluların da video ve fotoğraflarını paylaştı: В этом же сообществе выложили видео, в котором ученика в перевернутом положении уносят четыре полицейских, ТАКЖЕ а фото и видео других Арестов:
Aynı zamanda dayanılmaz ölçüde psikolojik tacizlere. А также чрезвычайно сильное психологическое насилие.
Aynı Pavlensky'nin sabah çıkıp FSB merkezinin önünde elinde pankart ile tek başına eylem yaptığını düşünün. Представьте, что тот же Павленский вышел утром к ФСБ с плакатом в одиночный пикет.
Sizin gibi kıymetli bir nöropsikiyatristten gelecek bir tavsiye bu yolu tamamen olmasa bile önemli bir ölçüde berraklaştırabilir. Рекомендация от уважаемого психоневролога вроде вас, может значительно, если не полностью, облегчить мне задачу.
Senin pozisyonunda olsam ben de aynı şeyi yapardım. На вашем месте я бы так же поступил.
"Önemli ölçüde" derken? Что значит "существенно"?
Geçen yıl, Irie-kun ile aynı sınıfta olmak için çok çabaladım. Каждый год, я старалась попасть в один класс с Ирие.
Lakin ajanlar, tek bir silahın dahi büyük ölçüde dikkat dağıtabileceğinin farkındadırlar. Но шпионы знают, что даже один пистолет может серьёзно отвлекать внимание.
Kanser ararken kullandığımız yöntemle aynı. Точно также мы ищем рак.
Sadece bu ölçüde geliyor, üzgünüm. Есть только этот размер, извините.
Aynı şey Lexie sana aşık olduğunda da işe yaramalı. То же самое будет, если Лекси полюбит тебя.
Ama bu ölçüde öfke, düşmanlık ve yanlış anlama olmazdı. Не было бы такого уровня злости, враждебности и непонимания.
Tamamen aynı şeyi yapmıştın! Ты сделал точно также!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.