Sentence examples of "büyük tehlike" in Turkish

<>
En büyük tehlike sadece sayıca az olmak değildir. Быть в меньшинстве - не самая большая опасность.
Bu bilgi asıl ona sahip olmazsam daha büyük tehlike arz eder! Эта информация ещё более опасна, когда её у меня нет.
Soludukları hava hem madenciler hem de biz ve aletlerimiz için büyük tehlike oluşturuyordu. Воздух, которым они дышали, был одинаково опасен для людей и техники.
Büyük tehlike anlamına geliyor. Это означает ужасную опасность.
Hepimiz için büyük bir tehlike arz ediyor. Он - огромная опасность для нас всех.
Şimdi her zamankinden daha büyük bir tehlike oldu. Сейчас он самая большая угроза, чем когда-либо.
Bay Harker, hayatınızın büyük bir tehlike altında olduğuna inanıyor. Мистер Харкер полагает, что Ваша жизнь в большой опасности.
Konukçular için potansiyel tehlike çok büyük olabilir. Alınıp satılan mal olabilirler ya da dövüşlerde kazanana verilen ödül. Возможная опасность для них будет огромной - они станут товаром для продажи, или призами в соревновании.
Bu, basın özgürlüğü için geriye doğru büyük bir adım. Нет, очень хитрого замысла здесь нет.
Tehlike, trajedi, zafer, risk. Опасность, трагедия, триумф, риск.
Batı Rusya'dan toprak alarak Büyük Ukrayna'yı kurmayı planlıyordu. Он планировал создать государство "Великая Украина", отняв территории от западной России.
Tehlike yeni ve çok yakın. Эта угроза новая и неизбежная.
Resmi istihdam sayısı her yıl artarken, Tacikistan'ın sanayisinin büyük kısmı durgun ve çalışma yaşında olan erkeklerin yarısı Rusya'da iş arıyor. Несмотря на то, что официальные данные о занятости с каждым годом растут, большая часть предприятий Таджикистана не функционирует и половина достигших трудоспособного возраста мужчин в Таджикистане ищет работу в России.
Bu geçici karargah yakında tehlike altına girecek. то вскоре командный пункт будет в опасности.
Ülke'dan bu yana Başkan İsmail Omar Guelleh tarafından yönetilmekte ve hükümetin resmi duruşu büyük ölçüde Amerika taraflı bir tutum tercih etmişse de halkın büyük çoğunluğu bu tutumdan gittikçe uzaklaşmışlardır. С года страной руководит Исмаил Омар Гелле, правительство которого проводит в большой степени про - американскую политику, в то время как всё больше людей начинают дистанцироваться от данного направления.
Bunlar sanki tehlike mıknatısı mübarek. Они как будто притягивают опасность.
Şehrin üç büyük okulu St. Francis İlköğretim Okulu, St. Joseph Rahibe Okulu ve Kutsal Kalp Okulu, şehir yönetimi tarafından mecburi tatil edildi. Администрация города вынудила три главные школы в городе (средняя школа Святого Франциска, школа при монастыре Святого Иосифа и школа Святого Сердца) объявить выходной.
Tehlike halinde olsak bile mi, Bay Sulu? Даже если мы в опасности, м-р Сулу?
Afgan çocuklar genellikle evlenene kadar aileleriyle yaşar ve ailenin en büyük üyelerinin tüm ev halkı üzerindeki otoritesi hiç şüphe götürmez. Молодежь Афганистана обычно живет со своими родителями до свадьбы, и авторитет старших в доме никогда не ставится под сомнение.
Bu gezegen için hiçbir zaman tehlike arz etmedi. Он ни разу не подвергал опасности эту планету.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.