Sentence examples of "birbirinden farklı" in Turkish

<>
Her yüzüğün çerçevesi birbirinden farklı yapıda. Münasebetsiz duruyor, tıpkı yüzüğü takanlar gibi. Каждое кольцо различается грубой оправой, совсем как те, кто их носят.
65536 adet birbirinden farklı ve kullanılabilir port numarası vardır. Существует 65536 возможных номеров портов.
Hepimiz zaman kapsülleri hakkında duymuşuzdur; ama bu seferki birazcık farklı. Многие слышали о так называемых капсулах времени, но этот проект от них отличается.
Ama ne pahasına? Bir bez parçasının insanla canavarı birbirinden ayırabileceğini düşünüyorsan tam bir aptalsın. Ты - дурак, если думаешь, что кусок тряпки может отделить человека от чудовища.
Yeni poliçe eyalet boyunca farklı okulun kapanmasını ve, 000'den fazla öğrencinin yeni okullara geçiş yapma zorunluluğunu gerektirecekti. Новая политика потребовала бы закрытия различных школ по всему штату, и более чем тысяч учеников были бы вынуждены перевестись в новые школы.
Eşinizle anneniz birbirinden nefret etmeye ne zaman başladı? Когда вспыхнула вражда между вашей супругой и матерью?
Çocukların bu etkinlikteki tek fırsatları zihnen uyarılmak ve gelişmek değil, aynı zamanda fikir alışverişinde bulunup sentezlemek, farklı ırklardan, cinsiyetlerden, geçmişten, ekonomik sınıflardan ve dini inançlardan çocuklarla deneyimlerini paylaşmak ve birbirleriyle etkileşime geçmektir. Возможность детей участвовать в этой деятельности - для них это не только умственный стимул, но и шанс общаться, обмениваться идеями, делиться опытом и взаимодействовать между собой, с людьми разных рас, пола, происхождения, экономического статуса и религиозных убеждений.
Ancak, her iki taraf da birbirinden eşit derecede haz etmezse amacına ulaşamaz. Однако, это оказывается безуспешным, если оба партнера неодинаково увлечены друг другом.
Bana göre bir vatandaşın farklı beğenilerde üretilmiş yerli ve yabancı filmleri izlemesi en doğal hakkıdır. Мне кажется, что у любого гражданина есть право иметь возможность смотреть разные фильмы, местного и зарубежного производства, на любой вкус.
Birbirinden çok farklı problem çözme yöntemleri gerektirecek birbirinden çok farklı iki adam. Два совершенно разных зверя, требующих два совершенно разных способа решения проблемы.
Dünyanın pek çok yerinden, her yaştan insan şehri farklı bir bakış açısından daha iyi tanıyabilmek için En Kötü Turlara katılmış. Люди всех возрастов, активисты или нет, приезжающие из разнообразных стран, например, Австралии, Таиланда и Германии, кому просто хотелось взглянуть на город с другой стороны, присоединились к The Worst Tours.
Evet, hepsi birbirinden üzücü. Да-а, один печальней другого.
Vintage Everyday sitesindeki fotoğraflar hikayenin farklı bir yönünü ele alıyor. Фотографии с "Vintage Everyday", однако, показывают другую сторону истории.
Wes'in vampirleri birbirinden beslenmelerini sağlayarak yok etmek gibi dengesiz bir projesi var. У Вэса был идиотский план уничтожить вампиров заставив х питаться друг другом.
Kırgızistan'daki düğünlerin çoğu (yukarıdaki resimde de görüldüğü gibi) dünyanın diğer yerlerindeki düğünlerden çok farklı değil. Большинство свадеб в Кыргызстане, как и на этой фотографии, не сильно отличаются от других свадеб в мире.
Hayvanları bile birbirinden nefret ediyor. Даже животные ненавидят друг друга.
Coğrafik olarak kurbanların hepsi farklı yerlerden. Географически все жертвы из разных штатов.
İş evliliğe gelince erkeklerin birbirinden farkı yoktur. Один мужчина ни чем не лучше другого.
Farklı kimyasalların bir karışımı. Это смесь разных химикатов.
Wes'in onları birbirinden beslenmeye zorlayarak vampirleri yok etmeyi planladığı küçük bir kumpası var. У Вэса был странный план истребить вампиров, заставляя их питаться друг другом.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.