Sentence examples of "düzeltmek zorunda" in Turkish

<>
Fran, seni düzeltmek zorunda kalacağız. Френ, нам надо тебя исправлять.
Her şeyi düzeltmek zorunda değilsin. Не нужно исправлять всё подряд.
Ayrık septumlarımdan dolayı biraz düzeltmek zorunda kaldılar. Пришлось его немного уменьшить из-за искривлённой перегородки.
defa rotayı düzeltmek zorunda kaldım. Нам пришлось раз корректировать курс.
Sinaptik fonksiyonlarını düzeltmek zorunda kaldık. Надо стабилизировать ее синаптические функции.
Afgan büyümek bir parti olduğunda milyonlarca insana selam vermek zorunda kalmaktır. Когда ты должен сказать привет миллиону человек в начале вечеринки
Uh, İlişkimi düzeltmek hariç. Вот только не наладить отношения.
Şehrin kenar mahallelerinden şehir merkezine giden banliyö çalışanları kapatılan yollar yüzünden gidecekleri yere ulaşmak için iki - üç kilometre yürümek zorunda kaldılar. Водители, совершающие поездки с окраин города до центра, из - за перекрытых дорог должны пешком пройти - километра, чтобы добраться до пункта назначения.
Ve o, çok üzgündü benimle arasını düzeltmek için çok uğraştı ve o kız dışında kimse bunu bilmiyordu. Ему было так жаль, он пытался все исправить, никто не знал об этом, кроме девушки.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Kız arkadaşınla aranı düzeltmek için tam zamanında geleceğim. Я вернусь вовремя, чтобы помочь твоей подружке.
Bazen polis tarafından durduruluyor, tutuklanmamak için onlara rüşvet vermek zorunda kalıyor. Он часто сталкивается с полицией, которой ему приходится давать взятки, чтобы избежать ареста.
Tek istediğim bu durumu düzeltmek. Просто хочу разобраться в этом.
Bedenin göçmen bürosundan taşındığı Moskova'daki Botkin morguna neredeyse $ ödemek zorunda kaldıklarını öne sürdüler. Они заявили, что должны были заплатить почти долларов США за услуги морга Боткинской больницы в Москве, куда было перевезено тело из миграционного центра.
Bunu düzeltmek için zamana ihtiyacım var. Мне просто нужно время исправить это.
ve bana birşey ödemek zorunda değilsin. И вам не нужно платить мне.
Ama önce söylediğiniz şeyi düzeltmek istedim. Но сначала я бы хотел поправить..
Ama ekonomi sınıfında artık hiç uçmak zorunda kalmayacağım. Но мне больше никогда не придется летать эконом-классом.
Eğer bu yanlışlığı düzeltmek mümkünse o halde yapacağım. Если возможно исправить совершенное зло я это сделаю.
Annem onu seviyormuş, ama ayrılmak zorunda kalmış. Мама любила его, но ей пришлось уйти.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.