Sentence examples of "davet etmek" in Turkish

<>
M'nin ilk yıldönümünü ve M - M olaylarını anmak ve herkesi sokağa davet etmek için Acampadasol bloğu da protestoların nedenlerini açığa çıkaran bir dizi çok güzel poster yayınladı. Для этого блог Acampadasol опубликовал серию удивительных постеров, глядя на которые причины протестов сразу становятся понятными.
Seni yemeğe davet etmek için aramıştım. Я звонил пригласить тебя на ужин.
Ama şimdi sahneye gelinle damadı davet etmek istiyorum. Но сперва, давайте поприветствуем жениха и невесту.
Herhalde seni yemeğe davet etmek için kötü bir zamanlama? Это не лучший момент, чтобы пригласить тебя поужинать.
Seni David'in teknesine davet etmek için geldim. Хотела пригласить тебя сегодня на яхту Дэвида.
Evet, annem seni ve aileni akşam yemeğine davet etmek istiyor her şey için teşekkürler demek adına. Да, мама хотела пригласить тебя и твою семью на ужин, чтобы отблагодарить вас за всё.
Sahneye çok özel bir konuğumuzu davet etmek istiyorum. А сейчас я бы хотел представить специального гостя.
İkinizi de Enderby'ye davet etmek istiyordum. Я приглашаю вас обоих в Эндерби.
Jack'i aile gecesine davet etmek. Пригласила Джека на семейный вечер.
Stu seni düğününe davet etmek istiyor. Стью приглашает тебя на свою свадьбу.
Kevin bizi neden davet etmek istemedi? Почему Кевин не хотел приглашать нас?
Fakat aynı zamanda seni evine davet etmek istedi pazartesi sabahı uyum sağlama toplantısı için. Кроме того, в понедельник утром Джек приглашает тебя к себе на неформальное совещание.
Michele'yi aramak, onu buraya davet etmek isterdim. Я хочу позвонить Микеле и предложить ему вернуться.
Aileni davet etmek gibi harika bir fikir aklıma geldi. А мне пришла в голову идея позвать твоих родителей.
Bu cumartesi olacak partiye sizi davet etmek istedik. Мы хотим пригласить вас на вечеринку в субботу.
Nasıl gidiyor? Hepinizi Huntley'e davet etmek istiyorum. Açık hava etkinliğimiz var. Хочу пригласить вас всех на день открытых дверей в "Хантли".
O, beni davet etmek için yeterince nazikti. Он был настолько любезен, что пригласил меня.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Paterson, bu yıl adına koleksiyona katkı sağlaması için her yıl bir yazarı davet etmeyi planlıyor. Кэти Патерсон планирует каждый год, на протяжении сотни лет, приглашать авторов, которые будут передавать книги для проекта.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.