Sentence examples of "diye" in Turkish

<>
Neden? Midnight Madness'i ben kazandım diye mi? Почему, потому что я выиграл Полуночное Безумие?
Çocukları, Beyaz Şapkalı diye bilinen bir adam işe alıyor. Детей нанимает на улице какой-то тип по имени Белая Шляпа.
Sanat ve açık bar konusunda yardıma ihtiyaç duyarsanız diye. Если вдруг вам понадобится помощь с искусством и спиртным.
Evet. Ne olur ne olmaz diye heykelim için iyi bir mekan seçmeliyim. Ага, надо выбрать место для моего памятника, на всякий случай.
Şu ana kadarki en iyi tedavi sonuçlarını alıyoruz hepsi de sen güzelce istedin diye. Мы получили самое эффективное лечение, а все потому, что ты по-хорошему попросил.
Ben de bir şey açıklamalıyım diye düşünüyorum. и я подумал, может надо разобраться.
Griff bana laf olsun diye mi dede dedi sanıyorsun? Ты думаешь, Грифф просто так называет меня дедулей?
Herkes beni duyabilsin diye yüksek sesle konuştum. Я говорил громко, чтобы все смогли услышать меня.
Daha başka ne var diye genel bir muayene etmek istiyorum. Я бы хотел сделать общий осмотр просто узнать немного больше.
Neden? Beni kontrol edesin diye mi? Зачем, чтобы ты мог меня контролировать?
İyi adam yetiştirmişsin Ferman Abi. Bomba ne zaman gümleyecek diye bekliyorduk, elimizde patladı. Хороший вы человек, изобрели живую бомбу, которая могла взорваться в любой момент.
Hikâye sen Tanrı'yı bulabilesin diye hapishane arkadaşının tek gözü sakat bir aptala dönmüş olmasıyla ilgili. -Aman ya. Истории о том, как один из сокамерников стал полоумным одноглазым калекой, чтобы вы могли найти Бога.
Castle, bomba imha ekibinde bir gelişme var mıymış diye bakmaya git sen. Tamam. Касл, почему бы тебе не узнать, есть ли новая информация от саперов?
"Theo seni öldürebilsin diye seni ölüme terk ettiğim için özür dilerim" mi? "Прости, что оставил тебя умирать, чтобы Тео смог тебя убить?"
Yani yarın biraz erken çıkabilirim diye umuyordum. Поэтому я завтра хотел бы уйти пораньше.
Büyük bir evde yaşamak sıkıcı bir iş diye düşünmem işte bundan. А я-то думал, что жизнь в большом доме - скукотища.
Bir kere yalandan dışarı çıktık diye birlikte değiliz. Одно фальшивое свидание ещё не значит построение отношений.
Svetlana ya da V yardım eder diye düşündüm. Подумала, может Светлана или Ви могут помочь.
Kliniğin açacağımız başka bir versiyonuna yatırım yapsın diye çok zengin bir adamı etkilemeye, avlamaya çalışıyordun. Ты забросила удочку. Хотела произвести впечатление на богача, чтобы он инвестировал в наш вариант клиники.
Lyle asla beni dinlemez, diye mi? Потому что Лайл никогда меня не слушает.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.