Sentence examples of "ele veriyor" in Turkish

<>
Kibirin seni ele veriyor. Ваше высокомерие вас выдаёт.
Vücudun seni ele veriyor. Çünkü Rick kendi kıçını kurtarmaya çalışıyor. Твой друг решил тебя сдать, чтобы спасти собственную задницу.
Kendini ele veriyor, o üniformayla etrafta kasılarak dolaşıyor! Он компрометирует себя, распускает хвост в форме Х-ой!
Varlığı yalnızca senin gerçek mahiyetini ele veriyor. Ее существование усложняет маскировку Вашей настоящей сущности.
Geminin motorlarını onarmaya kalkışsan bile istemeyerek de olsa Prometheus teknolojisi ile ilgili hayati bilgileri ele veriyor olabilirsin. Как ты пыталась исправить двигатель корабля. Ты могла бы случайно раскрыть своим захватчикам информацию относительно технологии Прометея.
Duyguların seni ele veriyor, Yvaine. Тебя выдают твои чувства, Ивэйн.
Haziranda, Suriye'nin bazı bölgelerini yöneten El - Kaide uzantısı olan örgüt, bütün dünya korku içerisinde izlerden, Irak'ın ikinci büyük şehri Musul'u ele geçirdi. В июне мир с ужасом наблюдал, как отколовшаяся от Аль - Каиды группа, контролирующая часть Сирии, взяла второй по величине город Ирака Мосул.
Bu bana ve diğer geçit teknisyenlerine bir gurur hissi veriyor. Это дает мне и другим техникам врат большое чувство гордости.
İnsiyatifi ele geçirdiğini düşünürsün. Что все под контролем...
Bryan tüm çalışanlarına anahtar veriyor mu? Брайан дает ключи всем своим сотрудникам?
Corso gemiyi ele geçirdi ve savunma sistemini bize karşı kullandı. Корсо захватил корабль и использовал против нас его защитные системы.
Cyrus Beene'in kocası büyük jürinin önünde ifade veriyor. Муж Сайруса Бина дает показания перед судом присяжных.
Demek bizi bu kadar kolay ele geçirebileceğini sandın, ha? Значит, ты думаешь, что можешь легко нас захватить?
Bu lanet isimleri kim veriyor ki hem? Проклятие, кто даёт имена этим штукам?
Birinin kontrolü ele alması gerek. Его нужно взять под контроль.
Hâlâ ders veriyor musun? Ты еще даешь уроки?
Bu müşteri listesini nasıl ele geçiririz? Как мы сможем получить список клиентов?
Hükümet şirketlerin bu cezalardan yollarını bulmalarına izin veriyor. Правительство позволяет компании стричь бабло с этих штрафов.
Gücü doğrudan ele geçirmek istiyorlar. Они хотят захватить всю власть.
Hatta bazen bir kısmını da polise veriyor. Иногда он даже платит немного денег полицейскому.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.