Sentence examples of "endişe içinde" in Turkish

<>
Komitedeki senatörler endişe içinde. Сенаторы в комитете обеспокоены.
İtfaiyeciler alevleri söndürdü. Bir saat içinde yangını kontrol altına almış olurlar. "Пожарные потушили огонь и проведут там контроль в течении часа.
Dahası, Bölünebilir Malzeme üzerine gerçekleştirilen Uluslararası Panel'de uzmanların çoğu, bu yeniden işleme sürecinin nükleer silahların yayılmasında bir etkisi olacağından endişe ediyorlar, çünkü Tayvan'ın harcanmış yakıt çubuklarının yeniden işlenmesi sonucu yaklaşık olarak ton plutonyum ortaya çıkacak. Кроме того, ряд экспертов Международной группы по расщепляющимся материалам (МГРМ) обеспокоены тем, что эти процессы переработки могут повлиять на распространение ядерного оружия.
İşte bu çocuklar, her birinizin içinde bulunan güçtür! Это, мои друзья, внутри каждого из вас!
Şirketimizin çalışanları nasıl olur da CEO'nun sağlığı için endişe etmez? Как может сотрудник нашей компании не беспокоиться о здоровье президента?
Çok nazik bir beyefendi, bir hafta içinde hazır edebileceğini söyledi. Parayı nakit istiyor. Очень вежливый мужчина сказал, что подготовит в течение недели, и берёт наличными.
Edie endişe duymaktan hoşlanmazdı. Иди не любила волноваться.
Doğumdan sonraki saat içinde aklı ve bedeni sağlam hâlde teslim edilmeli. Он должен быть доставлен в целости в течение часов после рождения.
Bu korku, endişe ve kaygıdandır. Это страх, беспокойство, опасение.
Haklısın, bunlar bizim kara kutumuz oldu. Her şeyimiz bunların içinde. Ты права, это наш черный ящик, там внутри всё.
Bana endişe Neler O olmamasıdır pıhtılaşma gibi görünüyor. Меня беспокоит то, что кровь не сворачивается.
Ama yumurtanın içinde dönen harika şeyleri düşünsenize bir. Но представьте чудо, которое происходит внутри яйца.
Kimi endişe ediyorsun ki? О ком ты беспокоишься?
Çok fena batırdım. Gelecek saat içinde her şey ortaya çıkacak. Я облажалась по полной и это всплывет в течение часа.
Bunun için endişe etmene gerek yok, Louis. Тебе не нужно об этом беспокоиться, Луис.
Öyle, büyük ve soğuk bir mekanın içinde durmak çok rahatlatıcı... Стоишь в огромной прохладной пещере, есть в этом что-то успокаивающее.
Endişe edilmeyecek kadar çok uzakta. Он далеко, не волнуйтесь.
Yumurtaların içinde ne var Rebecca? Что внутри яиц, Ребекка?
Neden bu konuda endişe ediyorum ki? Почему я вообще об этом переживаю?
Bu gece gri takımını giy o takımın içinde hep güzel görünüyorsun. Надень сегодня свой серый костюм. Ты всегда отлично в нем выглядишь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.