Sentence examples of "endişe verici" in Turkish

<>
Yıllar boyunca bölgenin her yanında bu gibi ekonomik koşullar, endişe verici bir ticaretin yükselişine neden oldu: Afrika Boynuzu'ndan Arap Yarımadası'na insan kaçakçılığı. Экономические условия, подобные этим, во всём регионе стали хорошей почвой для незаконной перевозки людей с Африканского рога на Аравийский полуостров.
Hala süren çatışma ve temel ihtiyaçların sadece %'sinin karşılanmasıyla, Miyanmar'lı IDP'lerin durumu endişe verici ve daha fazla yardım ve mali destek içinse umutları tükenmiş. Военные действия продолжаются, удовлетворены лишь% базовых потребностей, поэтому положение ВПЛ в Мьянме практически критическое, и им остро необходимо большее финансирование и финансовая поддержка. Изображение профиля Facebook - страницы Rangoon Revealed
En son kanıtımızla birlikte tüm bunlar çok endişe verici bir durumu gösteriyor. Наряду с нашими последними доказательствами, это всё признаки очень тревожной ситуации.
Bay Reese, endişe verici haberlerim var. Мистер Риз, у меня тревожные новости.
Kazadan önce kömür tozu endişe verici seviyede miydi? Люди были озабочены уровнем угольной пыли до аварии?
Asıl endişe verici olan, bunun ciddi bir şey olabileceğini söyleyen o sezgisel sancı. Смущает только крохотная вспышка интуиции которая говорит, что это может стать чем-то серьезным.
Karaciğer hasarı daha endişe verici. Повреждения печени вызывают бОльшее беспокойство.
Moleküler yapının kararsızlığı endişe verici bir hızla artıyor. Дестабилизация вашей молекулярной структуры повышается с пугающей скоростью.
Bu endişe verici bir durum çünkü imlası rezalet. Это тревожно, ведь у нее ужасная дикция.
Bayan Cullen ve ekibinin bazı endişe verici bulgular ortaya çıkardığını bildirdiğim için üzgünüm. С сожалением сообщаю, что мисс Каллен и ее команда получили тревожные результаты.
Onsuz ayrılmak endişe verici. Можете уезжать не беспокоясь.
Dahası, Bölünebilir Malzeme üzerine gerçekleştirilen Uluslararası Panel'de uzmanların çoğu, bu yeniden işleme sürecinin nükleer silahların yayılmasında bir etkisi olacağından endişe ediyorlar, çünkü Tayvan'ın harcanmış yakıt çubuklarının yeniden işlenmesi sonucu yaklaşık olarak ton plutonyum ortaya çıkacak. Кроме того, ряд экспертов Международной группы по расщепляющимся материалам (МГРМ) обеспокоены тем, что эти процессы переработки могут повлиять на распространение ядерного оружия.
Bu yavaş ağrılı ve acı verici olacak. Это будет медленно, болезненно, мучительно.
Şirketimizin çalışanları nasıl olur da CEO'nun sağlığı için endişe etmez? Как может сотрудник нашей компании не беспокоиться о здоровье президента?
Süper, bir verici. Круто, что передатчик?
Edie endişe duymaktan hoşlanmazdı. Иди не любила волноваться.
Bunun çok acı verici bir şey olduğunu biliyorum. Я знаю, что это для Вас болезненно.
Bu korku, endişe ve kaygıdandır. Это страх, беспокойство, опасение.
Bu gerçekten heyecan verici! Это же так интересно!
Bana endişe Neler O olmamasıdır pıhtılaşma gibi görünüyor. Меня беспокоит то, что кровь не сворачивается.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.