Sentence examples of "erken" in Turkish

<>
Erken kalk, yoksa okula geç kalacaksın. Встань рано, а то опоздаешь в школу.
Yarınki toplantı her zamankinden dakika erken olacak. Завтрашнее собрание начнётся на минут раньше обычного.
Yani yarın biraz erken çıkabilirim diye umuyordum. Поэтому я завтра хотел бы уйти пораньше.
Ben de seni bu kadar erken beklemiyordum. Я тоже не ожидал тебя так быстро.
Ve erken grip sezonu yüzünden bölüm aşırı kalabalık. Травматология и приемная переполнены из-за раннего сезона гриппа.
Onları bana ne kadar erken verirsen o kadar iyi. Чем скорее ты отдашь их мне, тем лучше.
İş kıyafetimi değiştirmem için eve gitmem gerek, o yüzden erken kalktım. Все равно надо было рано вставать, чтобы успеть домой и переодеться.
Kırgız "Dans Eden 'Kelin" Erken Evlilik ile Taşra Gelinlerinin Haşin Hayat Şartlarına Dikkat Çekmekte Киргизская "танцующая келинка" протестует против ранних браков, привлекая внимание к трудной жизни сельских невест
Sen doğum öncesi uyuşturucuya maruz kalan bebeklerdendin ve bu da erken ve zayıf doğmana sebep oldu. Ты получила так называемое внутриутробное воздействие кокаина, что вылилось в преждевременные роды и низкий вес.
Evet, erken bir doğum günü hediyesi. Да, ранний подарок на день рождения.
Ben şair değilim, erken Alzheimer hastalığıyla yaşayan bir insanım. Я не поэт. Я человек, живущий с ранним Альцгеймером.
Erken değil çünkü oğlumuzun, saçını Mohawk tarzı kestirmesine izin vermişsin! О, не рановато! Ты позволил нашему сыну сделать ирокез!
Epey erken saatti ve bu tür şeyler için çalışma saatlerim var. Было слишком рано, и у меня есть часы приема для...
Son zamanlarda güneş daha erken batıyor. Последнее время солнце так рано заходит.
LISA aynı zamanda yer tabanlı detektörler gibi erken evrenden gelen aynı kaynakları da dinleyebilir, lakin çok düşük frekansta ve çok yükseltilmiş hassaslıkla. LISA также должна иметь возможность слушать тот же вид источников из ранней Вселенной, как наземные детекторы, но на низших частотах и со значительно большей чувствительностью.
Gidip su bulsam iyi alacak, Dido'da hava erken kararıyor. Я лучше пойду поищу воды, на Дайдо темнеет рано.
Valentine, sağlıklı bir bebek bir ay erken doğmuş olması ona zarar vermemiş. Валентин - крепкий малыш, как будто и не родился на месяц раньше.
Mike'ı erken çıkarmanın bir yolunu buldum. Я нашел способ освободить Майка пораньше.
Bay Poirot, Başmüfettiş Japp bu kadar erken gitmek zorunda mısınız? Мистер Пуаро, инспектор Джепп! Стоит ли уезжать так быстро?
Ve ben herhangi bir belirti görmüyorum gevşemesi veya erken aşınma. И я не вижу никаких признаков расшатывания или раннего износа.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.