Sentence examples of "etkisiz hale getirecek" in Turkish

<>
Bunu etkisiz hale getirecek vaktimiz yok. У нас нет времени обезвредить её.
Bu dükkanı yeniden çalışır hale getirecek başka şeylerle değişebilirim. Обменять на то, что поможет снова организовать магазин.
Jack alarmı etkisiz hale getirmiş böylece soygunu yapabilecek. Джек отключил сигнализацию, чтобы успешно провернуть кражу.
Bayan Hutton kendi evini bu hale getirecek değil ya. Мисс Хаттон не сама сотворила это со своим домом.
Radyasyonu etkisiz hale getirmenin bir yolunu aradığını söylemiştin. Вы сказали, что искали способы нейтрализовать радиацию.
Bu şehrin bir bölümünü yaşanmaz hale getirecek bombayı bitirmek için ona ihtiyacı var. Он нужен, чтобы собрать бомбу, которая сделает полгорода непригодным для жизни.
John, beni, etkisiz hale getirilmiş Mai Wiru'nun tüm sonuçlarını barındıran özel bir yere götürmeyi teklif etti. Джон предложил мне поехать в особое место где в полной мере можно увидеть эффект закрытия программы Маи Виту.
Bu da Sno Ball'ı yumuşak bir içecek olmaktan daha eğlenceli hale getirecek. "Снежок" - это настоящее веселье, а не просто газировка.
Slaughter birini etkisiz hale getirdi ama diğeri kaçmaya çalıştı. Слотер обезоружил одного парня, а другой попытался сбежать.
Bu onlarla konuşmanı biraz çetrefilli hale getirecek. Теперь вам будет сложно с ними договориться.
kişiyi etkisiz hale getirdi ve elimizdeki tüm sırları beraberinde götürdü. Вывел из строя человек и сбежал со всеми нашими секретами.
Anlıyorum, ama hepsini tek bir yerde toplamak bunun ne halt olduğunu bulmayı çok daha kolay hale getirecek. Я понимаю. Но собрав их всех вместе, нам будет гораздо легче найти что за дьявольщина их косит.
Bu şeyleri etkisiz hale getirmenin başka bir yolu var mı? Может есть ещё способ, как мы можем их нейтрализовать?
Yani alarmı etkisiz hale getirmek için deliyoruz. Итак, сверлим, чтобы обойти сигнализацию...
Kendi plazma bombalarınla öleceksin, etkisiz hale getirmek imkansızdır. Умереть от собственных плазменных гранат, которые невозможно обезвредить.
SEAL ekibinden biri Dolan'ın patlayıcı uzmanı olduğunu söyledi, hem etkisiz hale getirme hem de yerleştirme konusunda. Один из членов команды сказал, что Долан - эксперт по взрывчатке, ее отключению и сборке.
Hanemura, sen sahiden bir büyücüysen eğer bu büyüyü rahatlıkla etkisiz hale getirebilirsin. Вот почему его хранит для меня надежный человек. Ты и правда доверяешь людям?
Hey, Ashley'i kuduz gibi çıldırtmak, onu etkisiz hale sokmakla aynı kategoriye girmiyor. Свести Эшли с ума это не то же самое, что лишить ее способностей.
Bombayı etkisiz hale getirebilir miyiz? Мы можем обезвредить бомбу теперь?
FAA, orta derece yükseklikteki bir uçuş operasyonuna aracın etkisiz hale getirilmesi dahil, müdahale edilmesini yasaklar. Правила Федерального авиационного управления запрещают вмешательства в работу воздушного судна во время полёта, включая его отключение.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.