Sentence examples of "fark edecek" in Turkish

<>
Sör Anthony fark edecek mi göreceğiz. Посмотрим, заметит ли сир Энтони.
Ne fark edecek Carolyn? Какая разница, Кэролин?
O kadın düşük ücretli olduğunu ne zaman fark edecek yada kontrol edecek? Когда уже эта женщина поймет, что ей мало платят и уволится?
Fark edecek olurlarsa ikimiz için de sonuçları ağır olur. Если они заметят, будут последствия. Для Нас обоих.
Bu kadar sık gelmeye devam edersen insanlar fark edecek. Будешь появляться здесь так часто - и кто-нибудь догадается.
Sence Lucky için bu fark edecek mi? Думаешь, Лаки в состоянии оценить разницу?
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Bir ev inşa edecek ve ağaç arazinin üstünde. Он собирается строить дом, а дерево мешает.
Kimse fark etmeyecekti, zaten sayısız yalnız eylemci geçen ay içinde Moskova'da "sessiz sedasız" gözaltına alındı. Этого никто и не заметил бы, сколько таких пикетчиков только за последний месяц повязали в центре города "без шума и пыли".
Amerikan halkına ülkeyi boydan boya kat edecek demiryolu sözü verdim beyler. Я обещал американскому народу железную дорогу, которая пересечет всю страну.
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
Efendinin sinyali uçuş sistemlerine müdahale edecek kadar güçlü olmalı. Hatta bütün uçağı bile... Сигнал Владыки должен быть достаточно мощным, чтобы заглушить все системы управления полетом.
"Bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.." "Я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него".
Jeff okulu kurtarmama yardım edecek. Джефф мне поможет спасти колледж.
Ama şu an, artık makul bir seçeneğin kalmadığını fark ettim. Но сейчас я понял, что у меня больше нет вариантов.
Bunun olacağını tahmin edecek kadar zeki birisin. Ты достаточно умна, чтобы ожидать этого.
Ama kralla alelade adam arasındaki fark da budur. Но в этом разница между человеком и королём.
Bu gezegeni yakıp kül edecek. И он собирается испепелить планету.
Aralarındaki tek fark, gelecek felaketin doğasıydı. Единственная разница была в деталях предстоящей катастрофы.
Ama muhakkak hayatını bilim için feda edecek birkaç manyak bulabilirler öyle değil mi? Но они ж могут найти какого-то чокнутого, который пожертвует жизнью ради науки?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.