Sentence examples of "fark etmedi" in Turkish

<>
Kimse küpeyi fark etmedi mi? Неужели никто не заметил серьгу?
Seyirci hiç fark etmedi. Зрители даже не заметили.
Şükürler olsun ki Hunt fark etmedi. Слава богу, Хант не заметил.
Karım da mı bir şey fark etmedi? И моя жена тоже ничего не сказала?
Boo, çocuk bir hafta boyunca bir sandviçle uyudu ve bunu fark etmedi. Бу, парень спал с сандвичем неделю и не имел об этом представления.
Ve kimse bunu fark etmedi. И никто ничего не заметил.
Elbette fark etmedi, zira bir hemşirenin neler yapabileceğini çok iyi biliyor. Конечно не думал, потому что знает, на что способна медсестра.
Kör olasıca ben ya, benim için bi'sik fark etmedi birader. Но чёрт меня возьми, разве это имело значение, приятель?
Einstein (1905) (a) ve (b1) - (b3) ün ışığın ilerleyişinin fiziksel özellikleriyle kolaylıkla doğrulanabileceğine indirgenme ihtimalini fark etmedi. Эйнштейн (1905) не признавал возможности приведения (a) и (b1) - (b3) к легко проверяемым физическим свойствам распространения света (см. ниже).
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Aradığınız kişi aramanızı kabul etmedi. Ваш абонент отказался принять звонок.
Kimse fark etmeyecekti, zaten sayısız yalnız eylemci geçen ay içinde Moskova'da "sessiz sedasız" gözaltına alındı. Этого никто и не заметил бы, сколько таких пикетчиков только за последний месяц повязали в центре города "без шума и пыли".
Sorum şu: Neden hala bana evlenme teklif etmedi? Я хочу знать, почему он не делает предложение?
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
Ölmeyi hak etmedi o. Она не заслуживала смерти.
"Bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim.." "Я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него".
Onunla konuştum, sorun etmedi. - Konuştun mu? Я с ним говорил, и он не против.
Ama şu an, artık makul bir seçeneğin kalmadığını fark ettim. Но сейчас я понял, что у меня больше нет вариантов.
Iris intihar etmedi! O bunu asla yapmazdı! Айрис не смогла бы убить себя, нет!
Ama kralla alelade adam arasındaki fark da budur. Но в этом разница между человеком и королём.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.