Sentence examples of "fark etmiş" in Turkish

<>
Üçkağıtçılar gözlemci olurlar, sıra dışı bir şey fark etmiş olabilir. Мошенники обычно очень наблюдательны, может, она заметила что-то необычное.
Beatrice kayıtları hallediyordu, ama o kayıt dışı bir yakıt kullanımını fark etmiş. Беатрис вела журналы, но он заметил, что куда-то стало пропадать топливо.
Bir şey daha fark etmiş olabilirsiniz. Также вы могли заметить ещё кое-что.
Birileri rehine olarak değerli olduğunu fark etmiş olmalı. Очевидно кто-то увидел, что она ценный заложник.
Hippi bile fark etmiş. Даже хиппи знает это.
Kaşıkta her şeyin tepetaklak göründüğünü fark etmiş miydin daha önce? Никогда не замечала, что в ложке все вверх тормашками?
Onun çantasının hâlâ orada, yolcu koltuğunda olduğunu fark etmiş. Она заметила, что он оставил сумку на сиденье пассажира.
Paul ile başlıyoruz, bir sebepten Maria'nın kitabını okumuş ve Şifalı İncil'in bok gibi para edeceğini fark etmiş. Начнем с Пола, который почему-то прочитал книгу Марии и понял, что целительная Библия - чертовски дорогая.
Bu boyuttaki bir şeyi saklayamazsın, birileri fark etmiş olmalı. Такое невозможно хранить в тайне, кто-нибудь должен был догадаться.
Olasılıklardan birini saf dışı etmenin birleştirmeden daha kolay olduğunu fark etmiş olmalı. Наверное он понял что легче уничтожить одну из вероятностей чем объединить их.
Afgan dostlarımızdan biri kendi bölgesinde bir Alman istihbarat ajanı olduğunu fark etmiş. Один из наших афганских друзей обнаружен немецкий агент БНД в своем кругу.
Saat 0'de teslimatçı adam arabanın çalıştığını fark etmiş. В десять часов вечера курьер заметил работающую машину.
Doktor Brooks kalbinizin etrafında sıvı olduğunu fark etmiş. Доктор Брукс обнаружила у вас жидкость вокруг сердца.
Toundas onun yeteneğini hemen fark etmiş ve onu Columbia Records "tan Vassilis Toumbakaris" le tanıştırmıştı. Тундас сразу же понял, что перед ним замечательный талант, и представил её Василису Тумбакарису из Columbia Records.
Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor. В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке.
Eğer şimdi seni vurursak, Shelby, yetkilerimiz içinde hareket etmiş oluruz. Если мы вас пристрелим сейчас, Шелби, будем в своем праве.
Kimse fark etmeyecekti, zaten sayısız yalnız eylemci geçen ay içinde Moskova'da "sessiz sedasız" gözaltına alındı. Этого никто и не заметил бы, сколько таких пикетчиков только за последний месяц повязали в центре города "без шума и пыли".
Kendine ve karnındaki bebeğe iyilik etmiş olursun. Помоги себе и ребенку в своем животе.
Suriye pasaportum olmasaydı, bize soruşturma yapan tüm kişilerden daha fazla teröre maruz kalmış olan insanlar olmamıza rağmen, masumiyetimizi savunmaya ve terörü kınamaya nasıl da aşırı bir nezaketle yol gösterildiğini fark etmezdim. Если бы не мой сирийский паспорт, я бы не заметила, как нас, подозреваемых, ведут с крайней вежливостью защищать свою невиновность и отрицать терроризм; нас, людей, которые были мишенью терроризма чаще, чем те, кто проверяет нас на него.
Al Kut'a girerken, adamlarına öncülük etmiş olabilir ama General Mattis iyi bir hafızaya sahip. Он действительно вошел со своими людьми в Аль Кут. Но у генерала Маттиса долгая память.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.