Sentence examples of "göz atmasını" in Turkish

<>
Önce Los Angeles Emniyeti'nin göz atmasını istediklerini söylediler. Сказали, хотят, чтобы сначала взглянула полиция.
Hollanda Ulusal Arşivi tarafından yüklenen baskılar yıl önceki Japonya'ya bir göz atma imkanı sunuyor. Снимки, загруженные Голландским национальным архивом, предлагают взглянуть на то, какой была жизнь в Японии лет назад:
Bütün bu nefesler kalbimin kadınlarla birlikte atmasını sağladı. Моё сердце забилось в унисон с женскими сердцами.
Sakharov Ödülü'nden sonra, birçok kadın, hastane bahçesinde doktora olan desteklerini kutlama yaparak belirtiyorlardı: Bir mağdur: "Bu bizim unutulmadığımızın, bize yapılanlara dünyanın göz yummadığına bir kanıttır". dedi. "Это означает, что нас не забыли, что мир не закроет глаза на то, что с нами случилось", - поделилась одна пациентка.
Tek yapman gereken onun kalbinin hızlı atmasını sağlamak. Ты должен только заставить его сердце биться чаще.
Onlar güneşin ultraviyole ışınları yüzünden oluşan deri kanserine ve göz hastalıklarına karşı oldukça duyarlılar. После рождения альбиноса акушерка говорила семье, что ребенок должен быть окружен особой заботой и хорошо питаться.
Kadınların çığlık atmasını severim. Я люблю женский крик.
Atina şehir merkezinde, polis güçlerinin göz altına aldığı bir göçmene açıkça uyguladığı aşırı şiddeti gösteren video, Facebook ve Twitter'da sarsıntı yarattı. Интернет - сообщество Греции взволновало выложенное в Facebook и Twitter видео, в котором офицеры полиции открыто избивают задержанного иммигранта в центре Афин. Это произошло в конце января года, пока точное место происшествия не установлено.
Tenekenin üstünde göz var, çantada da cihazımız. За этим контейнером не отрываясь смотрят двести глаз.
Tıpkı göz rengi veya bariton ses gibi. таких как цвет глаз или тембр голоса.
Karısı Dolly ise adeta onun göz bebeğiydi. Жена Долли была усладой для его глаз.
Göz kapakları düşük, yüzü şişman, boynu kalın. Мешки под глазами, отёчное лицо, толстая шея.
Ama duyduğuma göre göz yorucu değilmiş. Но радует глаз, я слышал.
Bu göz bir parmak izi. Этот глаз - отпечаток пальца.
Enteresan ölümleri de araştırdım, Bölgedeki, anlarsın Göz kanamaları ve onun gibi şeyler. Я также искал случаи странных смертей в округе, кровавые глаза и всё такое.
Göz muayenesi nasıl geçti? Как прошла проверка глаз?
Direkt göz kontağı kurmak yok. Eğilmeyi de unutmayın. в глаза не смотреть и не забывать кланяться.
Bak, şu çocuğa yeni bir göz takıyorlar. Смотри, они дали этому парню новый глаз.
Bana bir göz borçlusun, Frank! Фрэнк, ты должен мне глаз!
Veliaht prensine göz kulak mı oluyorsun? Не сводишь глаз со своего принца?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.