Sentence examples of "gerektiğini" in Turkish

<>
Reddettiğin, kim olduğunu ve ne yapman gerektiğini anlatmaya çalışan bir ses olduğunu. Который ты отрицаешь. Он говорит тебе, кто ты. Что ты должен делать.
Sizlerin bir DNA testi yaptırmanız gerektiğini düşünüyoruz. Мы думаем вам нужно сделать тест ДНК.
Evet, ama hala bana söylemen gerektiğini düşünüyorum. Да, но ты должна была рассказать мне.
Ayrıca onu canlı yakalamamız gerektiğini de unutmayın. И помните, его надо взять живым.
"Çılgın kadın" bile karşılık vermen gerektiğini düşünüyor. Даже чокнутая дамочка считает, что вы должны ответить.
Sonra, kasedi kameranın içine koyabilmek için tüm bantı sökmem gerektiğini fark ettim. Я осознал, что мне придётся порезать всю ленту, чтобы вставить плёнку.
Neden iş arkadaşıma içini dökmen gerektiğini bir anlatayım sana istersen. Давай-ка объясню, почему тебе следует все выложить моему коллеге.
Bella tatlım, bugün ne yapmamız gerektiğini biliyor musun? Белла, дорогая, знаешь, что стоит сделать?
Bir yere gitmesi gerektiğini yazan bir mesaj yolladı bana geçen gün. В тот день он прислал СМС-ку. Написал, что должен уехать.
O her zaman ne söylenmesi gerektiğini bilirdi. Он всегда знал, что нужно сказать.
Gob yeni bir plan gerektiğini fark etti. Джоб понял, что необходим новый план.
Barbara işte bu yüzden bu konuyu konuşmamız gerektiğini düşünmüş. Ну, Барбара полагает, что это необходимо обсудить.
Kötü bir yatırım yapacağını, sıfırdan başlaman gerekeceğini ve bir güvencen olması gerektiğini. Ты неудачно вложишь деньги, придется начать сначала, и будет нужна поддержка.
Sadece sana ne kadar bahşiş vermem gerektiğini düşündüğünü merak ettim. Просто интересно, сколько, по-твоему, я должен дать.
Onlarla "kop, kop" olayına girmem gerektiğini düşünmüyorum sadece. Я просто не думаю, что мне нужно фамильярничать с ними.
Amerikan halkı, Temsilciler Meclisi'nin bu önergeyi geçirmesi gerektiğini anlıyor. Люди понимают, что палата представителей должна принять этот закон.
Ve ben oraya geldim ve o sürekli çorbayı karıştırması gerektiğini söyleyip duruyordu. Я подошел, а она все твердила, что суп надо помешивать.
Burada kalmamıza neden izin verilmesi gerektiğini halka anlatın. Расскажите общественности, почему нам должны позволить остаться.
Giles yine avcı olduğumu gizlemem gerektiğini söyledi. Джайлз сказал, мне опять придется шифроваться.
McKeon'ların çok zengin olduğunu ve çenemizi kapalı tutmamız gerektiğini söyledi. Он сказал, что Маккин очень богат и что нам следует помалкивать.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.