Sentence examples of "gitmesine izin vermek" in Turkish

<>
Neal'ın gitmesine izin vermek zorundaydın. Ты должен был отпустить Нила.
Kızımızın yaşında bir diva ve bir kaç cazcı adamla gitmesine izin vermek verdiğimiz en iyi karardı. Позволить нашей дочери путешествовать с -летней дивой и странными музыкантами было лучшим решением в нашей жизни.
Bu kadar yaraliyken gitmesine izin vermek en iyisi. Если он завелся, лучше позволить ему уйти.
Harry, gitmesine izin vermek zorundayız. Гарри, мы должны отпустить ее.
En doğru şeyin onu çözüp, gitmesine izin vermek olduğunu sanıyorsun. Или ты сейчас решаешь, может пойти отвязать её и отпустить?
Böylece gitmesine izin vermek zorunda kalmayız ve sonsuza kadar küçük kızımız olarak kalır! Тогда ей не придётся уходить, и она навсегда останется нашей маленькой девочкой!
Geçmeme izin vermek zorundasınız. Вы должны пропустить меня.
Açıklanmayan tıbbi nedenlerden dolayı gitmesine izin edildi. Был уволен по неизвестным причинам медицинского характера.
Çocuğunun dolaşmasına izin vermek için iyi bir zaman değil. Не лучшее время, чтобы позволять своему ребенку бродить.
Benim ve itfaiyecilerimin gitmesine izin ver. Дай мне и моим пожарным выйти.
Yapacağımız şey, Roma'nın yanmasına izin vermek olacak. Что мы делаем? Мы позволим сжечь Рим.
Bak, gitmesine izin vermiş. Смотри! Он ее отпустил.
Erdemliliğin para kazanmaya engel olmasına izin vermek... Позволить морали встать на пути делания денег...
Onun yürüyüp gitmesine izin verdiğimi öğrenirse millet benim hakkımda ne der? Что подумают другие, когда узнают, что я его отпустил?
Ivy gelmeme izin vermek konusunda oldukça gönülsüzdü. Айви не хотела, чтобы я приходила.
Ne yani gitmesine izin mi vereceğiz? И мы просто дадим ей уйти?
Burada kalmana izin vermek aptallıktı. Зря я позволил тебе остаться.
Ben bunun boşa gitmesine izin vermeyeceğim. Я не дам этому напитку пропасть.
Ve birinin içeri girmesine izin vermek hayatınız boyunca inşa ettiğiniz duvarları yıkmak anlamına gelir. И впуская кого-то в душу, мы разрушаем стены, что строили всю жизнь.
Eğer onu seviyorsa, gitmesine izin verir diye düşündüm. Может, если она его любит, то отпустит.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.