Sentence examples of "hayatta kalmayı" in Turkish

<>
Hayatta kalmayı başaracak. Bacağı da kurtulacak. Она переживет это и сохранит ногу.
Birlikte hayatta kalmayı öğrenmemiz gerekti. Вместе нам пришлось учиться выживать.
Bütün ailesi öldüğüne göre, ne kadar hayatta kalmayı umuyorsunuz? Если вся его семья мертва, сколько вы надеетесь прожить?
Julia hayatta kalmayı başarır Ama Maxine bunun bedelini ödemeli. Джулия миновала кризис, но Максин ответит за это.
Daha önce siste hayatta kalmayı başardım. Я уже проходил через туман раньше.
Ben hayatta kalmayı seçiyorum. Я выбираю - выживать.
Norwood müdahalesinin yardımı dokunabilir. Eğer Emily önümüzdeki saat hayatta kalmayı başarırsa. Операция Норвуда возможна, если Эмили выживет в течение следующих часов.
Bu hayatta herhangi bir şeyi yapabilirsin. "- yaşlarında bir anne, yaşındaki oğlunun burnunu silerken. Ты можешь добиться всего в этой жизни ", - тридцатилетняя мама, вытирая сопли своему девятилетнему сыну.
Dana kalmayı ya da ilerlemeyi seçiyor. Дана сейчас решает остаться или уйти.
Bir insanı gerçek hayatta takipten çıkamıyor muyuz ya? Я могу отписаться от человека в реальной жизни?
Sen burada kalmayı tercih ettin. Но вы предпочли остаться здесь.
Ama ben onu durdurdum ve onlar hayatta. Но я его остановил, дети живы.
Hep evde kalmayı, NPR yapmayı tercih ettim. Я всегда предпочитал оставаться дома и радио слушать.
Başka bir hayatta görüşürüz, Hurley. Увидимся в другой жизни, Хёрли.
Sen de sakin kalmayı denemek zorundasın. И вы должны попытаться остаться спокойной.
Oswald Danes'in hayatta kalmasının çok daha büyük bir hikayenin içindeki, ilk olay olduğu ortaya çıktı. То, что Освальд Дэйнс выжил, стало первым случаем в череде гораздо более интересных событий.
Aslında, bir süreliğine burada kalmayı planlıyorum. Мне хотелось бы остаться на какое-то время.
Dışarıda tek başımıza hayatta kalamayız. Мы не сможем выжить снаружи.
Daha sonra insanların beni ölü bildiğini öğrendim ve en azından bir süre öyle kalmayı tercih ettim. Я узнал, что мертв, и остался доволен. По крайней мере, на какое-то время.
Bu dron, kolektif dışında hayatta kalamaz. Этот дрон не может выжить вне коллектива.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.