Sentence examples of "idare etmek" in Turkish

<>
Helen'in anomalileri idare etmek için kullandığı şey. Хелен использовала это, чтобы контролировать аномалии.
Kendimiz idare etmek zorundayız. Мы должны справиться сами.
Erkekleri idare etmek bir erkeğin işidir. Командовать мужчинами - это мужское ремесло.
Hekimlik işini idare etmek için burada olmandan çok memnunum. Я искренне рада, что Вы здесь займётесь врачеванием.
Artık onları bir bedeni idare etmek için kullanamayız. Они больше не могут поддерживать в теле жизнь.
Kabul istasyonu konuşmasında seni idare etmek zorunda kaldım. Мне пришлось прикрыть тебя со связью с Кабулом.
Morgan'ı idare etmemi istemenin nedeni beni idare etmek değildi, değil mi? Ты просила меня быть наставником Моргана потому что.. пыталась управлять мной?
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Dört kişiyle idare edebiliriz. Üç kişiyle olmaz. Вчетвером еще справимся, а втроем нихрена.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Bizi bir ay idare eder. Это позволит продержаться еще месяц.
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
İzin ver idare edeyim. Так позвольте мне справиться.
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Kendini nasıl idare ettiğine göre. Как хорошо ты владеешь собой.
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Judy King'i köle etmek gibi olmasa da idare eder. Это не раб Джуди Кинг, но тоже неплохо.
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
Marks burada farklı ekibi idare ediyor. У Маркса под контролем три банды.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.