Sentence examples of "ikna etmen" in Turkish

<>
Yemimizi kaybetmemize sebep olduğuna göre ufaklıkla şişkoyu onun yerini almaya ikna etmen gerekiyor. Ты упустила нашего козлика - при деться убедить этих придурков занять его место.
Yozlaşmış bir hükümeti devirmenize yardım etmeleri için eğitimsiz çocukları ikna etmen gibi mi? Вроде того, когда ты убедила нетренированных детей помочь тебе свергнуть коррумпированное Правительство?
Lakin beni ikna etmen için seni babam gönderdiyse, avucunu yalarsın! Если тебя послал отец, чтобы я передумал, не трудись.
Yanılıyorsam, beni buna ikna etmen gerekecek. И ты должен убедить меня в обратном.
Rütbelinin biri, halk önüne çıkmaya beni ikna etmen için seni göndermiş. Тебя сюда начальство прислало, чтобы я стал лицом их гребаной войны!
Bunun tek yolu da Julia'yı yumurtayı buraya getirmesi konusunda ikna etmen. Единственная призрачная возможность, это если ты убедишь Джулию доставить яйцо.
Beni ikna etmen gerekmiyor, Dent. Не надо меня обхаживать, Дент.
Onu ikna etmen lazım. Ты должен убедить его.
Bu yılın sonbahar aylarında, Kırgızistan milletvekillerini kız - kaçırma'ya karşı cezaların geliştirilmesi konusunda ikna etmeyi amaçlayan yeni bir kampanya başlatıldı. Еще одна кампания, которая была начата этой осенью, пытается убедить депутатов внедрить более жестокие наказания за похищение невест.
Fakat Danny'yi de bu arayışa dâhil etmen çok bencilce. Но с твоей стороны эгоистично вовлекать в это Дэнни.
Yoo Ri'nin akrabaları, babasını ikna etmişler. Похоже, отца Ю Ри уговорили родственники.
Şükürler olsun, bana yardım etmen lazım. Спасибо, Боже. Ты должна помочь мне.
Eğer durum buysa, onlara sağladığın yardımı askıya alma konusunda seni ikna edebileceğimizi umuyoruz. Если это так, мы надеемся, что можем убедить вас не оказывать помощи.
Bu yüzden bana yardım etmen gerekiyor. Именно поэтому мне нужна твоя помощь.
Yönetim kurulunu buna ikna etmekte zorlanırım. Совет будет трудно в этом убедить.
Buranın seni kontrol etmesine izin vermeyip senini burayı etmen gerek. Ты должен контролировать это место, а не оно тебя.
Onu doğruyu söylemeye ikna et. Тогда убеди его рассказать правду.
Eğer geri dönmek istiyorsan sorun değil ama benim yazılarımı takip etmen gerekiyor. Хочешь вернуться в игру, отлично, но придётся следовать моему сценарию.
Yılan onları, her şeye gücü yeten Tanrı ile eşit olacaklarına dair ikna etmişti. Он убедил их, что они.. могли бы стать равным самому Господу Богу.
Baba, anneme itiraf etmen gerek. Пап, ты должен признаться маме.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.