Sentence examples of "istifa etmek" in Turkish

<>
Sonra ağlamaya başlayacağım ve istifa etmek zorunda kalacağım. Я начну плакать, и мне придется уйти.
Polislikten istifa etmek zorunda mıydın? Зачем ты уволилась из полиции?
Daireni satmak, işinden istifa etmek oğlunu sıkı dostlarından ayırmak ve benimle evlenmek için. Продать квартиру. Уйти с работы. Увезти своего ребёнка далеко, оторвать от его друзей.
Görevinden istifa etmek istiyor musun Edward? Желаешь подать в отставку, Эдвард?
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Başkent Polis Teşkilatı'ndan istifa ediyorum. Я ухожу из лондонской полиции.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Ve kefaretim olarak bu da istifa ettiğimi söylüyor. А заявление об увольнении говорит о моем раскаянии.
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Daha yeni istifa ettim, Cam. Я только что уволился, Кэм!
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Hayır, istifa etmeyi kendim istedim. Нет. Нет, я решил уйти.
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Sizi gerçekten kovarsalar, ben de hemen istifa edeceğim. Если вас сместят с должности, я тоже уйду.
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
Fakat siz ordan istifa etmeli ve birer model olmalısınız. Девчат, вам надо увольняться и идти в модели.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Skinner'a çoktan istifa mektubumu verdim. Я подала заявление об отставке.
Başkan'ı ele geçirmek ve Ring'i yok etmek. схватить Директора и уничтожить "Кольцо".
Belediyeden de o sırada istifa etmiş. Из офиса уволилась примерно тогда же.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.