Sentence examples of "izin veriyorsun" in Turkish

<>
Neden sivillerin Depo'ya girmesine izin veriyorsun? Почему у нас гражданские в Хранилище?
Her çocuğun gelip seni kazıklamasına izin veriyorsun. А ты позволяешь этим детишкам иметь тебя.
Neden bu kızın seni sürekli rahatsız etmesine izin veriyorsun? Почему ты позволяешь себе быть постоянно запуганным этой девушкой?
Ve şimdi onun Ethan'la arkadaşlık kurmasına izin veriyorsun. И ты даешь ей проводить время с Итаном.
Neden Dean'in bunu yapmasına izin veriyorsun? Зачем ты дал Дину сделать это?
Bunu yapmasına neden izin veriyorsun? А почему ты ей позволяешь?
O yüzden sigara içmeme izin veriyorsun zaten. Beni öldürmeye çalışıyorsun. Поэтому вы разрешаете мне курить, вы хотите убить меня.
O zaman neden izin veriyorsun? Тогда зачем ты им позволяешь?
İnsanların seni kullanmasına izin veriyorsun. Ты позволяешь людям использовать тебя.
Senden istifade etmesine izin veriyorsun. Ты дал ей себя использовать.
Sen neden izin veriyorsun? Почему вы позволяете ему?
Kişisel geçmişinin, mesleki geçmişini etkilemesine izin veriyorsun. Вы позволили своей личной жизни повлиять на работу.
Fedakarlıktan bahsediyorsun ama yine de senin omuzlanman gereken yükleri başkalarının taşımasına izin veriyorsun. Ты говоришь о жертве, но все равно позволяешь другим нести твое бремя.
Red John'un kazanmasına izin veriyorsun. Ты отдаешь победу Красному Джону.
Neden şerifin seni böyle kullanmasına izin veriyorsun? Зачем ты позволяешь ему так себя использовать?
Diğer arabalara birşeyler atmamıza ve otobüsle oynamamıza izin veriyorsun. Ты разрешаешь бросаться в машины и пытаться опрокинуть автобус.
Bize izin mi veriyorsun? Вы даёте нам выходной?
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi. В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Şuan bana silah mı veriyorsun? Ты сейчас дашь мне пистолет?
Laneti kırmam için yapmam gereken büyüyü gerçekleştirmeme ruhlar izin vermeyecektir. Духи не позволят мне колдовать, я должна снять проклятие.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.