Sentence examples of "küçük düşürüyorsun" in Turkish

<>
Öğrencilerin önünde beni küçük düşürüyorsun. Ты позоришь меня перед учениками.
Beni bu şekilde mi küçük düşürüyorsun? Ты хочешь таким образом оскорбить меня?
Tsuruga, Japon Deniz Kıyısı tarafında Kyoto'nun bir saat kuzeyinde küçük bir şehir. Цуруга - маленький городок на берегу Японского моря, примерно в часе езды на машине к северу от Киото.
Kendini gülünç duruma düşürüyorsun. Ты выставляешь себя дураком.
Küçük ailelere ait dükkânlar ve lokantalar ucuz ve elverişli ürünler sunar ve brandalar esnafı yağmur, kar ve güneşten korurdu. Маленькие семейные магазинчики и закусочные предлагали дешевое и удобное питание, а тент над головой защищал покупателей от дождя, снега и жаркого солнца.
Ama beni aptal konumuna düşürüyorsun. Но ты выставляешь меня дураком.
Brokoli ve maydanoz kimi zaman orman gibi görünebilir ya da suyun üstünde yüzen ağaç yaprakları küçük teknelere benzeyebilir. Брокколи и петрушка похожи на деревья в лесу, а листья, плывущие по воде, напоминают маленькие лодочки.
Afrika ve Arap Yarımadası'na sınırdaş küçük bir ülke olan Cibuti, Batı'nın cihatçılık ile mücadelesinde önemli bir rol oynuyor. Джибути представляет собой маленькую страну на границе Африки и Аравийского полуострова, играющую важную роль в борьбе Запада против джихадизма.
Ülke zaten kuraklık, yüksek işsizlik oranı ve yaygın yoksullukla baş eden küçük bir ülke. Эта маленькая страна уже сталкивалась с голодом, высоким уровнем безработицы и засухой.
Takaoka, Japon Deniz Kıyısı'nda başka bir küçük şehir ve son birkaç yüzyılda pek değişmeyen mahallelerde birçok eski tip Japon evlerini barındırıyor. Такаока - еще один небольшой городок на берегу Японского моря со множеством старинных японских домиков в месте, которое не менялось на протяжении нескольких сотен лет.
Her bölümün kendi programı, kendi küçük sırları var. У каждого департамента свои задания, свои маленькие секреты.
Küçük bir kızı kaybettiler. Они потеряли маленькую девочку.
Küçük, çok özel bir sermaye fonu işletiyorum. Я управляю небольшим и очень частным инвестиционным фондом.
Peki, bu küçük iyilik için minnettar olalım. Что ж, будем благодарны и за малое.
Küçük bir kızın kaç tane düşmanı olabilir ki? Как много врагов должно быть у маленькой девочки.
Onlar benim küçük dostlarım, John. Это мои маленькие друзья, Джон.
Ve küçük ama tehlikeli köktenci Katolik gruplar ortaya çıkmaya başladı. Tıpkı İslam'da olduğu gibi. И маленькие, но опасные группы католиков-фундаменталистов начинают появлятся, прямо как в исламе.
Adam küçük işletme sahibi. Он владелец маленького бизнеса!
Küçük birisine ihtiyacınız var. Вам нужен кто-то маленький.
Gördüğüm kadarıyla bu küçük fıstık yaklaşık haftalık. Судя по виду, маленькому человечку недель.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.