Sentence examples of "kısa" in Turkish

<>
Emma kasabaya geldikten kısa süre sonra buraya gömdüm. Я закопал его здесь вскоре после приезда Эммы.
Ama bu özel, kullanılmaya değer istihbaratı inanılmaz derecede kısa bir sürede topladığımızı biliyorum. Я знаю, что мы достали конкретную, ценную информацию в невероятно короткий срок.
Kısa dalga boyları mavi ışık dalgalarını oluşturuyor. Именно короткие волны делают синий свет синим.
Aman Tanrım, elbisen o kadar kısa ki, doğum kontrol önleme aletini görebiliyorum. Боже милостивый, твоё платье такое короткое, что я твою внутриматочную спираль вижу.
Endişelenme, çünkü seni en kısa zamanda rahat bırakacağım. Не волнуйся, я скоро оставлю тебя в покое.
Guetemala'dan ayrılık tartışmaları, Orta Amerika'nın bağımsızlığını İspanya'dan 1821'de aldıktan kısa bir süre sonra başlamıştır. Споры о разделении Гватемалы начались сразу после обретения независимости Мексики от Испании в 1821 году.
Kısa zamanda, hırslı generallerin ve fırsatçı bürokratların eline düştü. Власть быстро перешла в руки честолюбивых генералов и продажных бюрократов.
Sade ve kısa bir törenden sonra Ken "ilk dansı" etmek istediğine karar verdi. Дело в том, что после очень короткой тайной церемонии, Кен хочет первый танец.
Ancak polis kaydın çok kısa olduğunu söyledi. Но полиция сказала, запись слишком короткая.
O kadar büyük bir gemiyle parsekten daha kısa bir rota tayin edemez. На таком крупном корабле он не сможет наметить курс короче десяти парсеков.
2002'de, ölümünden kısa süre önce annesiyle babasının boşanmalarına dair deneyimlerini şöyle dile getirmiştir: В начале 2002 г., незадолго до смерти, Лейн описывал опыт переживания развода родителей:
Paris kızları o kısa elbiselerinin içinde orospu gibi görünüyorlar. Парижские девушки выглядят как проститутки в этих коротких платьях.
En kısa zamanda bir tam muayene yapacağım. Ve sonrasında hamileliği sonlandırmamak için bir neden göremiyorum. Я бы хотела провести полное обследование как можно скорее и не вижу препятствий в аборте.
Kısa ve ince bir şeyle kafasına vurulmuş. Он был убит чем-то коротким и тонким.
Genç, güzel, kısa sarı saçlı. Молодая, симпатичная блондинка с короткими волосами.
Onlara yakın bile değildi ama bu ona, yaşamın kısa ve kırılgan olduğunu hissettirdi. Он не очень-то их знал, но почувствовал, как коротко и хрупко бытие.
Belki kısa yoldan diğer şirketlerin mallarına ulaşmanın peşindedir. Может, ищет краткий путь к сокровищам компании.
Kısa bir süre önce, başıboş bir serseri yani maktul, birisi tarafından gideceği yere bırakılma teklifi aldı. Совсем недавно, к некому бродяге, а именно нашей жертве, проявили участие и предложили слегка подбросить.
Melissa Wade de genç istihbarat ajanlarının evi olarak bilinen hükümetin finanse ettiği bir yerde kısa bir süre kalmıştı. Но Мелисса Уэйд недолго находилась в здании на правительственном счету, известном как "дом перспективных стажеров".
Görevde kısa bir süre kalmasına rağmen Yargıç Verna Thornton'ın adı da on yıllarca görev yapan yargıçlarla birlikte anılacak. Несмотря на ее недолгое пребывание на скамье, наследие Верны Торнтон останется среди тех, кто служил десятилетия.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.