Sentence examples of "kasabanın" in Turkish

<>
Bu, kasabanın sınırını geçtiğinde sana bir zarar gelmesini engelleyecek. Это убережет тебя, когда ты выйдешь за черту города.
Orijinal kasabanın buradan buraya kadar bir drenaj sistemi varmış. В старом городе была дренажная система ведущая отсюда сюда.
Bu kasabanın kenarında inatçı bir adam yaşıyormuş. На краю этого города жил упрямый человек.
Bu oklar seni kasabanın içinden geçirecek. Эти стрелки проведут Вас через город.
Bu kasabanın şerifi olmak için sen daha uygun birisin bence. Думаю, вам бы больше подошло звание шерифа этого городка.
Şu anda kasabanın neye ihtiyacı olduğu umurumda değil. Прямо сейчас мне наплевать, что нужно городу.
Bu kasabanın beni bir canavara dönüştürmesine izin veriyordum. Я позволила этому городу превратить меня в монстра.
Elimizde kaçak bir katil var. Ve kasabanın o kısmında çok aşağılık karakter var. У нас убийца на свободе и множество подозрительных типов в той части города.
Oğlumu şımarık, nankör ve kasabanın en zengin ve en haylaz çocuğu olarak görmek benim için paha biçilemez. Это стоило того, чтобы увидеть моего сына таким испорченным и неблагодарным, как богатейший ребенок в городе.
Bu dört mezar, kasabanın önceki liderlerine ait. Эти четыре могилы принадлежат бывшим лидерам этого города.
Babam her zaman bu kasabanın insanın hayatını mahvettiğini söyler. Папа всегда говорит, что этот город ломает людей.
Teresa Lisbon, Vahşi Batı'nın en çetin kızı ufak bir kasabanın başkanından ve karısından mı korkuyor? Тереза Лисбон, самая крутая девчонка в Калифорнии, испугалась мэра маленького городка и его жену.
Kasabanın çeşitli yerlerinde ölen üç kurban var. Hepsi de bir dakika içinde: 15 civarında ölmüş. Три жертвы разбросаны по городу, все умерли с разницей в минуту, около: 15.
Düşünüyorum da, kasabanın herşeyden önce bilgi almaya ihtiyacı var. Я вот думал, больше всего этому городу нужна информация.
Benjamin Horne, yerel iş adamı. Kasabanın yarısı onun. Бенджамин Хорн, местная шишка, владеет половиной города.
İki aile de bedava kablosuz internete girebilmek için Starbucks'a giderler ve gittiklerinde tüm kasabanın internet bağlantasının olmadığını görürler. Обе семьи едут в кофейню Starbucks, где есть бесплатный беспроводной интернет и хот-споты Wi-Fi, но там выясняется, что интернета нет во всём городе.
Giles Corey kasabanın yarısını inşa etti ve siz de onu berbat bir yere mi attınız? Гилс Кори построил половину этого города, а ты выкинул его в гребаную канаву?!
Tamam, kasabanın iyiliği için yarın Gainey'yle görüşeceğim. Ладно. Ради города я встречусь завтра с Гейни.
Bence kasabanın şu an başka endişeleri var. Думаю, сейчас у города другие заботы.
Herkes çabuk bir şekilde kasabanın ortasında bir koruma hattı oluştursun. Быстрее, все построились в защитную линию в центре города!
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.