Sentence examples of "müdahale etmekten" in Turkish

<>
Asıl yönergemiz, bizi müdahale etmekten... Наша Главная директива запрещает любое вмешательство...
İmzalayan taraflara göre bu anlaşmanın amacı "devletlerin iç işlerine müdahale edebilecek, devletlerin egemenliğini, politik, ekonomik ve toplumsal istikrarını ve aynı zamanda toplum düzenini bozabilecek bilgi teknolojilerinin kullanımını kısıtlamaktır." По словам подписантов соглашения, его цель состоит в ограничении использования информационных технологий для "вмешательства во внутренние дела государства, нарушения общественного порядка, а также дестабилизации внутриполитической и социально - экономической обстановки".
Viktor, davetini kabul etmekten şeref duyarız. Виктор, мы с радостью примем приглашение.
Bu müdahale toplantısına ayıracak zamanım yok benim. У меня нет времени на ваши вмешательства!
Saçmalama Büyükanne Bunny'ye yardım etmekten zevk duyarım. Не говори глупостей. Я рада помочь бабушке.
Bu müdahale için teşekkürler. Спасибо, что вмешался.
Bunu kabul etmekten nefret ediyorum ama sizin... Не хочу признавать, но мне нужна...
Hiç kimse müdahale etmesin! Никто не посмеет вмешаться!
Bunu itiraf etmekten nefret ediyorum ama ona ihtiyacım var. Не хочется это признавать, но он мне нужен.
Bu duruma müdahale etmenin zamanı mı? Не пора ли вмешаться, Зевс?
Kabul etmekten nefret ediyorum, ama ben de aynısını hissediyorum. Ненавижу это признавать, но я себя чувствую так же.
Ancak, sen müdahale etmezsen, katliam tamamlanacak. Но без твоего вмешательства эту бойню не остановить.
Rey'i uçan adamı ele vermeye ikna etmekten başka çaremiz yok. Мы не имеем никакой возможности заставить Рея сдать Космического Ковбоя.
Müdahale etmeniz gerek, Bay Porter. Вам следует вмешаться, мистер Портер.
Kabul etmekten nefret etsem de gerginim. Ненавижу признавать, но я нервничаю.
Tanrım, bu bir müdahale... Господи, это же вмешательство!
Kabul etmekten nefret ediyorum, ancak sanırım Riley haklı. Я ненавижу признавать, но возможно Райли права. Права?
Sana müdahale etme hakkını veren nedir? Но кто дал вам право вмешиваться?
Dua etmekten başka yapacak bir şeyimiz kalmadı. Нам ничего не остается, как молиться.
Sanırım benim müdahale etmem gerekiyor. Предполагаю, мне придется вмешаться.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.