Sentence examples of "olduğuna inanmak" in Turkish

<>
Jonah'ın suçlu olduğuna inanmak için daha hangi kanıta ihtiyacın var? Какие еще тебе нужны доказательства, чтобы посчитать Джону виновным?
Bir zamanlar bundan iki katı çirkin olduğuna inanmak zor. Трудно поверить, что она когда-то была вдвое противней.
David, macerasının asil olduğuna inanmak istiyor. Дэвид полагает, что его поиски благородны.
Bir zamanlar Lincoln gibi bir liderleri olduğuna inanmak zor. Подумать только, что у них был когда-то Линкольн.
Babamın zenci olduğuna inanmak o kadar zor mu? Так сложно поверить, что мой отец темнокожий?
Bir zamanlar dünyayı kurtaran insan olduğuna inanmak zor. Кто поверит, что ты когда-то спас мир.
Gerçek olduğuna inanmak zor. Нелегко в такое поверить.
Bunun artık doğru olduğuna inanmak zor geliyor. Тяжело представить сейчас, что это так.
Sen her şeyin doğru olduğuna inanmak istiyorsun. Вы пытаетесь поверить, что это правда.
Herkes hayattaki en önemli şeyin aile olduğuna inanmak ister. Всем нравится верить, что нет ничего крепче семьи.
Canavarların, bilinçaltının korkularıyla başa çıkmak için ürettiği şeylerden ibaret olduğuna inanmak üzere yetiştirildim. Меня учили верить, что монстры должны стать мифом чтобы справиться со страхами подсознания.
Kızın iyiliğinin azami önem arz ettiğini anladığımıza gerçekten inanmak istiyorum. Я действительно хочу верить, что мы понимаем, что благополучие ребенка имеет первостепенное значение.
Robot olduğuna inanamıyorum. - Gerçek gibi. Поверить не могу, что она робот.
Böyle bir şeye inanmak imkânsız. Невозможно поверить, чтобы она...
Onun bir işitme cihazı olduğuna emin misin? Ты уверен, что это слуховой аппарат?
Bana inanmak zorundasın Michelle, lütfen. Ты должна мне поверить, Мишель.
Ayrıca, Pasifik Okyanusu'nun altında konuşlanmış doktorlar olduğuna ve özel konuşmalarını radio yayınlarıyla dinleldiklerine inanıyor. Она также думает, что есть доктора под Тихим океаном, Слушающие радиопередачи её разговоров.
Ya da inanmak istemedim. Или не мог поверить.
Bunun Belediye Başkanı'nın oğlu olduğuna inanabiliyor musun? Можешь поверить, что он сын мэра?
Bu sefer, polisler bize inanmak zorunda kaldı. В этот раз полиция должна была нам поверить.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.