Sentence examples of "sizi uyarmalıyım" in Turkish

<>
Sizi uyarmalıyım, bu heykeller korkunç bir fiyata gidiyor. Должен предупредить вас, эти статуи требуют огромной жертвы.
Çünkü sizi uyarmalıyım, zehre karşı ciddi alerjim var! Должен вас предупредить, у меня аллергия на яд!
Ama aşırı derecede tehlikeli olduğu konusunda sizi uyarmalıyım. Но должен предупредить, что он крайне опасен.
Gerçek terörizm, sizi sessizce öldürdükten sonra, özel jetlerle size doğru ve özel hava alanlarına uçar. "Çöl Gülü" isimli eşinin şıklığını tartışmak için gazetelerinizin sayfalarını işgal eder ve basınınıza bunu konuşturur. Настоящий терроризм прилетает к вам на частных самолетах в частные аэропорты, безмолвно убивает нас, занимает страницы в ваших газетах и заставляет ваши СМИ обсуждать элегантность его жены - "Розы пустынь".
Savunma bakanlığını arayıp onu uyarmalıyım. Я должен предупредить Министерство обороны.
Sizi yanından ayırmamış olmayı, her gün hayatınızda olmayı dilerdi. Что ему нужно было быть рядом с вами каждый день.
Seni uyarmalıyım, bu şey bağımlılık yaratıyor. Должен предостеречь тебя - это вызывает привыкание.
Siz ya da sevdiğini biri gerçekten sizi önemseyen biri tarafından korunma ihtiyacı hissetti mi? Вы или ваши любимые когда-нибудь нуждались в помощи тех, кому не всё равно?
Evet. Ama seni uyarmalıyım, o her yerdedir. Но я должен вас предупредить, он повсюду.
Bu göz alıcı Bella Song'un yeni kıyafeti sizi daha mükemmel gösterecek, şimdi... От этого платья Беллы Сонг невозможно отвести взгляд. Он полностью изменит ваш образ.
Sizi bir konuda uyarmalıyım. Я должен вас предупредить:
Doktor Pavel, sizi tercih edip teklifimizi geri çevirdi. Др. Павел отказался от нашего предложения взамен на ваше.
En azından onu uyarmalıyım. Я должна предупредить его.
Evet. Sizi hemen tanıdım. Я Вас сразу узнал.
O zaman seni bu makinelerin, benim psikolojik profilimdeki kişiler üzerinde korkunç derecede iyi çalışmayacağı konusunda uyarmalıyım. Я должен предупредить вас, что такие машины имеют тенденцию ошибаться на людях такого типа как я.
Ama ben sizi dinlemek istiyorum. Я хочу послушать ваш разговор.
Ama seni uyarmalıyım, Clark, hep bulunması bu kadar kolay değilimdir. Но мне нужно предупредить тебя, что меня не так-то легко привязать.
Evet. - Amir yardımcısı Wuntch sizi görmeye geldi. Заместитель шефа Ванч здесь, чтобы поговорить с вами.
Kahvenin sinirleri yatıştırmaya yardım etmesinin aksine daha çok uyarıcı olduğu konusunda seni uyarmalıyım. Должна предупредить, что кофе не успокаивает нервы, а действует как стимулятор.
Bütün lanet paraşütçüler sizi izliyor. За вами все десантники наблюдают.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.