Sentence examples of "sormaya" in Turkish

<>
Ondan sonra insanların kafası karışmaya başladı. Onlar da sorular sormaya başladılar. Тогда люди ни в чем не уверены и начинают задавать вопросы.
Tüm bu zaman sana sormaya korktuğum şey... Всё это время я боялся спросить тебя...
Christopher için yapabilecek bir şeyi olup olmadığını sormaya gelmiş. Он спрашивал, можно ли что-то сделать для Кристофера.
İnsanlar burada neler olup bittiğini sormaya başlıyorlar. Люди начинают спрашивать, что тут происходит.
Sadece sana basit bir soru sormaya gelmiş bir adamım. Я человек, который пришел с одним простым вопросом.
Francine soru sormaya başladı ve ona ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Hiçbir şey söyleme! Франсин задаёт вопросы, а я не знаю, что ответить ей.
Bay Proctor, bunu yapıp durursak insanlar soru sormaya başlayacaktır. Мистер Проктор, рано или поздно люди начнут задавать вопросы.
Birazdan Kim Joo Won beni sormaya gelecek. Ким Джу Вон сейчас будет меня искать.
Hayır, buraya yardım gecelerinde, bir ödül sunabilir miyim diye sormaya gelmiş. Нет. Она приезжала попросить меня представить награду в одной из её благотворительных штук.
Sonra Mack ve benim ne yaptığımız hakkında sorular sormaya başladın. Потом ты начал задавать вопросы о наших с Маком делах.
Ben de ne zaman seni görsem, sormaya korkardım. Но когда я тебя видела, я боялась спросить.
İnternet'ten devlet görevlisi bilim adamlarıyla temas kurup Berkeley'deki parçacık hızlandırıcımız hakkında sorular sormaya başlamıştı. Он общался по интернету с одним ученым, спрашивал про ускоритель частиц в Беркли.
Aile bile olabiliriz o yüzden sana böyle bir soru sormaya hakkım yok mu? Возможно, мы станем одной семьёй, поэтому у меня есть право спрашивать.
Annie, insanlar sorular sormaya başladı. Энни, люди начинают задавать вопросы.
Evet, şimdi ne olacağıyla ilgili sorular sormaya geldin. Нет, ты пришла спросить, что случится дальше.
Bana tüm gün soru sormaya devam edebilirsin. Ты можешь задавать мне вопросы весь день.
Tamam, ama sorular sormaya başlayacaksan, sen de biraz bir şeyler vermelisin. Хорошо, но если ты начнешь задавать вопросы, то можешь ее предупредить.
Baba olunca daha iyi bir adam olmak istedim. Ve aile işleri hakkında zor sorular sormaya başladım. Став отцом, я захотел стать лучше, и начал задавать неприятные вопросы насчёт семейного бизнеса.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.